post-thumb

KARDEŞ KISKANÇLIĞI

     Evde hakimiyetini kurmuşsun. Annen ve baban üzerine titriyorlar, ne desen yapıyorlar, adeta emrine amadeler. Evde her şey senin üzerine kurulu, evdekiler seni memnun etme yarışındalar. Bu hayatın sonsuza dek bu şekilde süreceğini düşünüyorsun. Fakat o da ne? Her şey mükemmel ilerlerken, etrafındakiler seni bir taraftan kocaman yelpazelerle yelleyip diğer taraftan sana elleriyle salkım salkım üzümler yediriyorlarken, öğreniyorsun ki artık bu krallığı başka biriyle paylaşmak zorundasın. Biri... Kim bu biri?

  Evet, küçük bir çocuğun gözünden baktığımızda eve yeni birinin yani bir kardeşin gelmesi yaklaşık olarak böyle hissettirir diyebiliriz. Fakat çocuk direkt kardeşini kıskanmaya mı başlar? Eğer kıskanıyorsa bu içgüdüsel bir şey midir, yoksa bunu çevresi mi tetikler?

   Kıskançlık; doğuştan gelen gayet insani bir duygudur. Fakat çocuklardaki kardeş kıskançlığı genelde ebeveynlerin yanlış davranışları ile tetiklenir. Ünlü ruh hekimi Alfred Adler’in de seneler öncesinde söylediği gibi “Büyük çocuk tacını yitirmiş bir kraldır.” Burada çocuğun bu şekilde nitelendirilmesine ebeveynlerinin tutumlarının neden olduğu aşikar. Adler'e göre küçük yaşların açık kıskançlığı, yaş ilerledikçe üstü örtülü olarak çekişme ve anlaşmazlıklar şeklinde sürüp gidiyor. Bu duruma engel olmak ya da en aza indirgemek yine anne-babanın elinde.

    Çocuğun yeni gelen kardeşini güzel karşılaması, onu bir rakip olarak görmemesi için en önemli adım; anne babanın doğum öncesinde çocuğu, gelecek olan kardeşe hazırlamasıdır.

 Aslında en başta, bebek doğmadan önce, çocuk dünyanın merkezi haline getirilmemelidir. Eğer anne babaya bağımlı bir şekilde yaşamaya alıştırılmışsa kardeşi geldiğinde büyük bir boşluğa düşebilir.                            

   Çocuk 3 yaşından büyükse doğumdan önce tam gün ya da yarım gün anaokuluna gönderilebilir. Çocuğa kardeşinden bahsedilirken aslında ona bir arkadaş geleceğini, onunla beraber oyunlar oynayıp eğlenebileceği söylenerek çocuğun ön yargıları kırılabilir.

Kardeşinin odasını beraber hazırlamak, isim koyarken çocuktan da fikir almak kardeşi ile bağ kurmasına yardımcı olur.

Doğumdan sonra da kardeş kıskançlığını önlemek için ebeveynlere bazı görevler düşüyor;

  • Çocuğa durduk yere kardeşini kıskanmaması konusunda sürekli telkinlerde bulunmayın. Bu telkinler çocukta uyarım yaparak hiç yoktan kıskançlık duygusunu tetikleyebilir. 
  •  Kardeşinin bakımında çocuktan yardım isteyebilirsiniz. Böylelikle kardeşine karşı şefkat ve merhamet duygusu gelişir. 
  •  Çocuğu asla kardeşiyle kıyaslamayın. Bu şekilde kardeşini kendisine rakip olarak görmesine sebep olabilirsiniz.
  •  Çocuğa her zamanki gibi ilgiyle sevgiyle yaklaşın ki yeni gelen kardeşinin sizin kendisine karşı sevginizi azalttığını düşünmesin.

    Kardeşler büyüdükten sonra da aralarındaki sorunlar ve çatışmalar devam edebilir. Bunu önlemek için anne-baba, çocukların her ikisini de dinleyerek taraf tutmadan, uzlaşmacı bir tutum izlemelidir.

    Her neye kızılmış olursa olunsun, aradaki sevgi bağı öyle kuvvetli kurulmuş olmalı ki çocuklar en hararetli tartışmaların sonunda bile 'Biz kardeşiz' diyebilmelilerdir.


Okunma Sayısı:

Kübra Ustalar

Kübra Ustalar

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.