ZOR BİR AİLEDE BÜYÜMEK
Aile insan psikolojisini yapısını
oluşturan en temel faktörlerden biridir.
Özellikle psiko-analitik yönelimli kuramların popüler olduğu dönemlerde
çocukluk döneminin kişiliğin yapısına etkisi sıkça tartışılmıştır.
Psiko-analitik kuramlar genelde yaşamın ilk 6 yılının ,anne baba tutumlarının
etkisinin insan yaşamına onarılmaz hasarlar verdiklerini iddia etmişlerdir. Bu
hasarlara saplanma ya da fiksasyon adı verilir. Peki gerçekten çocuklukta
aldığımız hasarların onarılması mümkün değil midir? Ebeveynlerimizin yaralarını
ömrümüz boyunca üzerimizde mi taşımamız gerekir?
Susan Forward’ ın “Zor Bir Ailede Büyümek” adlı eseri çocukluk dönemlerinde ailelerinin toksik davranışlarına maruz kalmış bireylerin yaşantısını gözler önüne seriyor. Aslında kitapta şunu görüyoruz: Her ailenin sırları vardır. Bu sırlar genelde ailedeki çocukların yaşantısına yük olan herkesin bildiği fakat kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sırlardır. Bazen bu sırları konuşmak dahi ailedeki ebeveynler için aileye ihanet etmek anlamına gelebilir. Bir anlaşma yapılmış gibi üzerine konuşulmaz, tartışılmaz. Ama etkileri her zaman devam eder.
İyi ya da kötü hepimiz ailelerimizle belli başlı yaşantılara sahibiz.
Konu ailemiz olunca verilen zararları görmezden gelmek olanlar için kendimizi
suçlamak eğiliminde olsak da bazı gerçekleri görmemiz gerekebilir. Ailelerimiz
mükemmel değillerdir! Tıpkı antik yunanlıların tanrılarını kutsallaştırdıkları
,onları asla yargılamadıkları ve her dediklerini yaptıkları gibi bizler de
ebeveynlerimizi kutsallaştırma eğilimindeyiz. Bu onlara açıkça hayran olmak
anlamına gelmiyor. Onların yaptıkları hatalara aşırı tepkiler göstermemiz de
onları kutsallaştırdığımız anlamına geliyor. İşte şimdi bu miti çürütmemiz
gerekiyor: Onlar mükemmel değil ve hata yapabilirler. Söyledikleri her şey doğru değil. Bunu bilmek ve bize verdikleri
hasarların bilincinde olmak yaşamımızı bir yetişkin olarak devam ettirmemize
yardımcı olacaktır. Aksi takdirde yaşamımız boyunca kırılgan bir çocuk olarak
hareket ederiz. Bağırıp çağırıp öfkelenir içimizdeki acıyı dindirebilecek birilerini
bekleriz. İşte bu kitap size yetişkin olmanın kapılarını aralıyor. Bir birey
olarak değerli hissedemiyorsanız , sürekli her şey için kendinizi suçluyor
omuzlarınıza yüklenen yüklerin ağırlığı üzerinde eziliyorsanız bu kitap tam
size göre.
Kitabın içeriğini iki bölüme ayırabiliriz. İlk bölümde maruz kaldığınız
toksik yaşantıları anlayabilmeniz için birtakım bilgiler yer almaktadır. Vaka
örnekleriyle desteklenen bu bölümde zaman zaman kendinizle ve ailenizle
yüzleştiğinizi hissedebilirsiniz. Oldukça akıcı anlatıma sahip hikayelerde
kendinizi bulabilirsiniz. Özellikle bu bölümde biraz ağırdan almak , sindirerek
okumak faydalı olabilir. İkinci bölümde ise daha çok uygulamaya yönelikler
etkinlikler bulunmaktadır. Amaç geçmişi onarmak ,yaraları sarmak ve kalan
hayatı bu yaşantılardan arındırılmış şekilde geçirmeye yardımcı olmak.
Etkinlikleri uygularken cesur olmanız gerekebilir. Belki de hayatınızda
kaçtığınız gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz.
Altı Çizilesi Cümleler
- · Anne babası ne kadar toksik olursa
olsun onları tanrılaştırma ihtiyacı her çocukta vardır. Bir yandan babasının
onu dövmekle yanlış davrandığını kavrayabilen bir çocuk diğer yandan bu dayağı
hak ettiğini düşünebilir.
- · 7 Birçok toksik anne baba erişkin
çocuklarına çaresiz ve yetersiz muamalesi yaparak onları kontrol etmeye devam
ederler.
- · Mükemmelliyetçi anne babaların
çocukları genelde iki yoldan birini seçerler: Ya anne babalarının sevgi ve onayını kazanmak için çabalayıp dururlar
ya da başarılı olmaktan korkan isyankar bireyler olurlar.
- · Kendinizi daha iyi hissedebilmeniz ve
hayatınızın akışını değiştirebilmeniz için anne babanızı affetmeniz gerekmiyor!
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.