DİNLE KÜÇÜĞÜM

Medeniyetlerin kök saldığı topraklarda doğdum
Ecdadımda tarih gizlidir
Ben dostluk meyvesiyim
Dağların  çarpan kalbiyim
Küçüğüm ben Anadolu çocuğuyum
Kurşun sesleriyle halay çekerim
Anamın gözü tezek dumanında yaşarır
Mutluluğum  sıcak tandır ekmeğinin kokusundadır.

Dinle küçüğüm
Ben gurbetim
Hasretlere aşığım
Çatlayan dudaklarımı rüzgâr öper
Zengin züppelere göre çobandır adım
Küçüğüm kaldırım  taşları  soğutmaz beni
At hasreti, yâr hasreti, hele hele ana hasreti
Yakıp kavramıştır bedenimi

Dinle küçüğüm
Ben isyanım
Özgürlük güneşinde  ısınmışım
Zincire vurmuşlardır  umutlarını
Küçüğüm senin için koparmam gerek


Dinle küçüğüm
Ben şehidim
Cenazem anamın göz yaşlarıyla yıkanır.
Vatanım çakalların ağzını  sulandırır
Küçüğüm ben namaz bekçisiyim
Toprak uğruna, bayrak uğruna coşar bu yüreğim
Sonra dur durak bilmez
Kurşun  yağmuru  olur haksızlığa
Kırbaç  olur düşmana

Dinle küçüğüm
Ben aşkım
Cizirbatan topraklarına gömmüşüm  sevdayı
Mem-Zin efsanesiyle  uyutmuştur  ninem beni
Güller ekmişim sevgiye giden yolda
Dikenlere basa basa.
Küçüğüm ben garipçe sevdim
Sevdiklerim ihanetle taşladı beni.
Sağım  da yalan, solum da yalan oldu.

Dinle küçüğüm
Bir türküde ağlarım, dayanamam
Yaşlar anılarımı sonsuzluğa boşaltır.
Küçüğüm ben hep acıya güldüm,
Sen mutluluğa gül!
Uçurtmalarıma  teller hep tehdit oldu
Senin uçurtman  güneşi tutsun
Benim dizim dayak yerken kanadı,
Seninki oyunda düşerken kanasın emi...

“Gitmeye bahanesi yoktu kalmaya sevgisi ben bunu 2567 gün sonra anladım.”