DİLÜCÂN
Bak yine
ilkbahar geldi memleketine,
Giyiniyor
yeşil
yeşil
ağaçlar
Diriliyor
ölü toprak
Kışın yükü atılıyor bu topraklardan
Kasımpatılar
güneşi
selamlıyor yokluğunda,
Bulutlar taşıyor baharın habercilerini
Yağan yağmurlar yıkıyor
Sensizliğin izlerini
Dilücân
Kahve
fincanıyla ısıtıyorum ellerimi
Mavi
penceremin dibinde
İzlerken
sevdiğim
yağmuru,
Gözüm sokak
lambasına takılınca anlıyorum.
Gelmeyişinin 7’ci rahmetle anılışını
Zamanın
benden kopardıklarını
Mavi
penceremin buğulaşan
Camından
görüyorum.
Saçlarıma
düşen
aklar hesaplıyor
Gelmediğin gün sayısını
Dilücân
Seni sevmek
mi ?
Seni
beklemek mi?
Hangisi daha zor bilir misin?
Sanmam !
Ben yokluğunu atıp üstüme
Ağrının cehennem soğuğunda
Yaşamak isterken
Hayalini elektrik kesintilerinde mum ışığında kurarken
Sen ise bi haber yaşadın hep
Ben biraz daha bakmak isterken gözündeki güzelliğe
Tren istasyonlarında gördüm
Sevdiğinden kaçıp kaçıp gidenleri
Adına ayrılık dedikleri
Senin gibi
Yokluğun yaramadı
bu şehire dilücan
Gençler
terk edişini
örnek aldı.
Kaybetti
yavaş
yavaş
misafirperverliğini
insanlar
Kıraathanelerde
Politika
siyaset değil
Ayrılıklar
konuşulur
oldu
Ayrılık
marifetmiş
gibi
Yalnızlaştırıldı kalabalıklarda gençler
Yeşil gözlerin
ayrılığın
atlası oldu
Seni sevmek zamana boyun eğmek.
Dilücan!
Seni sevmek yaşam ve ölüm arasında ki çizgi kadar keskin
Kızartılmış ekmek kadar taze haykırışım
Damarlarıma
nüfus ederken vedan
Kalbimde
yedi yosun yaran
Yarım
kalıyor ömrüm işte
o zaman
Kesik çizgi
gibi senli cümlelerim
Artık kimse
düşmüyor helal sevdaların peşine
Şiir
kaybediyor hükmünü
Gözlerine
değil
Acılara
yazılıyor en dokunaklı şiirler
Kulaklarımda
olduğu
sürece
Unut beni!
Vazgeç!
Hayatına
bak cümlelerin!
Kimse
inanmaz artık sevdalara
Anlamaz
beni yürekler,
Hele yetim
kalmışken
yanaklarım
Susuzluktan
çatlamışsa
gülüşlerim
Sakallarım
berduş
berduş
gezerken sokaklarda
Pas
tutuyor hayeller o zaman
Dilücân
Karamsarlık
sahiplendi düşüncelerimizi
Daha
çocukken yenilgiyle tanıştık
Delice yaşamak varken
Gidişinle başladı
Yan yana
ayrı ,ayrılık bitişik
yazılmaya
Çok şey istemedim
senden
Sadece bana
gülseydi yeşil
gözlerin
Yada
El ele
baksaydık maviliklere
Yanımdayken
kokun sinseydi ciğerlerime
Yeterdi
bana
Yakıştımı sana Dilücan
Çiçekleri
susuz bırakmak
Ağaçların selamını almamak
Ağrı’yı güneşsiz bırakmak
Mutlu musun
şimdi
Umutları
karanlığa
gömerek
Yeni filiz
vermiş
sevdaların azraili
olmak
Keşke gidişin bir beni yaksaydı
İnsanlığın sebebi
oldun sen
Bu kadar
severken seni
İhanet
ettin sana güvenenlere
Gidişinle ölüm gibi yağdın bu şehire
Dilücan...
“
uykusuz gecelerimin bahanesi bile sendin rüyalarıma girecek kadar
sevdim.”
Okunma Sayısı: 886
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.