EŞ SEÇİMİNDE MİTLER
Beyaz atlı prensi/ kül kedisini bekliyoruz…
Merhaba ilk yazımda uzun zamandır üzerinde çalışmış olduğum araştırmamdan sizler için kısa bir kesit paylaşmak istiyorum. Eş seçimi şüphesiz insan yaşamındaki en önemli kararlarından biridir. İlişkide doyumun ve uyumun artışı doğru bir eş seçimi ile mümkündür. Ancak gerek çevreden aldığımız duyumlar gerek yaşantılarımız sonucunda birtakım mitler oluştururuz. Ben de sizlere Larson (1992) yaptığı araştırmalar sonucunda eş seçiminde bireylerin kabul ettikleri dokuz sınırlandırıcı inançtan söz edeceğim.
- “Yalnızca tek bir ideal eş vardır” bu mit ruh eşimizin bir kişi olduğunu ve ömrümüzün onu aramakla geçtiğini ifade eder. Birden çok doğrunun olduğunu göz ardı ederiz.
- “Mükemmel eş” evlenilecek mükemmel birini bulana kadar evlenmenin doğru olmadığını düşünür.
- “Mükemmel ben” bu inançta birisi kendinde görmüş olduğu kusurları telafi etmeden, hatalı yönlerini düzeltmeden veya idealize ettiği iyi bir eş rolüne bürünmeden evlenmenin yanlış bir karar olduğu inancına kapılır.
- “Mükemmel İlişki” mitinde birey; doğru yer, zaman, ve kişi üçlemesinde takılı kalır. Şartların eksiksiz bir biçimde olması ile mükemmel ilişkiyi yakalayacağını düşünür.
- “Daha fazla gayret etmeliyim” bu inanca sahip kişiler ilişkinin iki taraflı olduğu düşüncesini göz ardı ederler ve ilişkiyi devam ettirmede bütün sorumluluğu üzerlerine alırlar. Erkeklere oranla kadınlarda bu mitin görülme sıklığı daha fazladır.
- “Sevgi yeterlidir” bu düşüncede kişi eşleri bir arada tutan diğer bağları reddeder ve aşkın diğer alanları onarabileceği yanılgısına kapılır.
- “Birlikte yaşamak” kişi evlenmeden önce bir müddet partneriyle aynı evi paylaşırsa evlilikte mutlu olma şanslarının artacağını düşünür.
- “Tamamlayıcı olmayan” birey farklılıkların yaratmış olduğu ahengin daha önemli olduğunu düşünür ve evleneceği kişi kendisinden büsbütün farklı özellikte sahip olması gerektiğini düşünür.
- “Seçim yapmak kolay olmalı” bu mitte kişi halk arasında yıldırım aşkı dediğimiz tarzda bir beklentiye girer. Partnerine ilk görüşte aşık olmayı veya tesadüfen bir anda abartılı bir tarzda karşılaşmayı bekler. ‘ilk ve son olmalı’ anlayışı hakimdir.
Kişilerin yaşam biçimleri, yaşı, sosyo-ekonomik durumu, ebeveyn tutumları ve daha birçok sebepler bu mitlerin oluşmasında rol oynar. Oluşan bu akılcı olmayan inançlar bireylerin ilişki girişimlerini olumsuz yönde etkiler ve kişinin eş seçim sürecini daha da karmaşıklaştırır.
Yapılan çalışmalar, bireylerin sağlıklı ilişki tecrübeleri arttıkça bu mitlere daha az sahip olduğunu hatta pek çoğunun ortadan kalktığını göstermektedir. Sonuç olarak bireylerin romantik ilişkilere bakış açıları akılcı inançlar çerçevesinde oluşursa ilişkinin başlangıcı, gelişimi ve devamlılığı olumlu yönde etkilenecektir.
Peki ya sizin mitleriniz neler? Yanıtlarınızı bekliyorum :)
Okunma Sayısı: 1325
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.