INTO THE WILD UNUTULMAYAN REPLİKLERİ
Christopher
Johnson McCandles’ın (1968-1992) sıra dışı
hayatını konu alan filmin yönetmenliğini Sean Penn yapıyor. Alaska’da vahşi
doğada 6 ay boyunca yaşayan Christopher, insana ait olan her şeyden kaçıyor.
Para ile ya da kolayca elde edilen şeylerin hayatı anlamsızlaştırdığını
düşünüyor. Bu yüzden toplumdan olabildiğince uzaklaşıyor. Üniversiteden mezun
olduktan sonra her şeyini bırakarak sırtında bir sırt çantası ile Alaska’ya
doğru yol alıyor. Onun “büyük Alaska macerası...”
Alaska’da 6
ay tek başına geçirdikten sonra yediği yanlış bir bitkiden zehirlenerek
hayatını kaybediyor. Christopher bu yolculuğunda karşılaştığı insanlarla bir
araya geldiğinde bazı gerçekleri fark ediyor. Ve bizde onlarla kurduğu
diyaloglardan aklımıza kazınacak sözler duyuyoruz. İşte bazı unutulmayan
replikler.
“Medeniyet
tarafından daha fazla zehirlenmemek uğruna kaçtı ve yabanda kaybolmak uğruna
ıssız doğada tek başına dolandı.
Alexander Süperberduş. Mayıs
1992”
“Başıboş
gezmenin bize her daim keyif verdiğini yadsımamak gerekir. Bu olay düşüncelerimizde geçmişten, baskıdan,
kanunundan ve sıkıcı zorluklardan kaçışta bağdaştırılmıştır. Mutlak özgürlük…
Ve de yollar her
zaman batıya çıkar.”
“Demek artık
bir köselesin.
-Bir kösele miyim?
Evet, kösele bir
berduş, yürüyerek yol tepelere böyle
derler.”
“Bu noktada Thoreau’dan bir tefsir yapacağım. ‘Bana aşk,
para, inanç, şöhret, adalet yerine
gerçeği verin.’”
“ Bazı insanlar aşkı hak etmediklerini hissederler. Geçmişle olan mesafeyi kapatmaya çalışırken
bir boşluğa doğru sessizce uzaklaşırlar.”
“ Denizin tek hüneri şiddetli darbelerdir ve ara sıra da
olsa kendini daha güçlü hissetme şansı… Doğrusu deniz hakkında fazla şey bilmem.
Fakat burada durumun böyle olduğunu
biliyorum.”
“Neden insanların, neden her bir kahrolası bireyin birbirine
karşı bu kadar sık, bu kadar çok kötülük yaptığını anlamıyorum. Bana anlamsız geliyor. Muhakeme, kontrol, tüm bunlar tüm bu geniş yelpaze.”
“ İnsan hayatına aklıselimin bir şekilde hükmedebileceğini
kabul edersek hayatın olasılıkları imha olur.”
“Bu hayatı daha uzun bir süre sürdürmeye karar verdim.
Özgürlük ve yalın güzellik vazgeçmek için fazla güzel.”
“İnsanlığın pek de iyiliğine olmayan bir gücün varlığı
açıkça hissediliyordu. Kayalıklarda yaşayan ırkların ve bizden daha vahşi
hayvanların yaşadığı, putperestlik ve bâtıl ayinlerin hüküm sürdüğü bir yerdir.”
“Başımdan çok şey
geçti ve şimdi mutluluk için gereken şeyi bulduğumu düşünüyorum. Taşrada, iyilik yapılması kolay olan ve kendilerine
iyilik yapılmasına alışkın olmayan insanlara faydalı olma ihtimaliyle sessiz, gözlerden uzak bir yaşam. Ve birbirine fayda sağlayacağı umulan bir iş,
sonra dinlence, dağ, kitaplar müzik ve komşu sevgisi. İşte benim mutluluk tanımım budur ve tüm
bunların üstüne eş olarak sen…. ve belki
de çocuklar. Bir erkek hayattan daha başka ne ister ki?”
“Sence şu
anda okulda olman gerekmiyor mu, evlat?
Bir iş sahibi olmak ve hayatta bir amacının olması?
-Bakın, Bay Franz bence
kariyer denen şey 20. yüzyıl icadıdır ve ben kariyer istemiyorum.”
“Yaşam tarzında radikal değişiklikler yapmalısın! Demek
istediğim, insan ruhunun özü yeni
deneyimler oluşturur. Sense inatçı yaşlı adam tembel tembel kıçının üzerine
oturuyorsun.”
“Gittiğin
zaman seni özleyeceğim.
-Ben de seni özleyeceğim, Ron. Ama eğer yaşama sevincinin esasen
insan ilişkilerinden kaynaklandığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Tanrı bunu tüm
çevremize yaydı. O her şeyde mevcut. Tecrübe edeceğimiz her şeyin içinde var. İnsanlar
sadece bu şeylere bakış açılarını değiştirmeliler.”
“Affettiğinde sevgi duyarsın ve sevgi duyduğunda da Tanrının
nuru seni aydınlatır.”
“Bir an için hayatının amacını yeniden keşfetti. Burada ona
sunulan vahşi cazibenin anlamını yakalamak ve her birinin gerçek isimleriyle
adlandırmak için toprağın üzerindeydi.
Gerçek isimleriyle.”
“Mutluluk sadece paylaşıldığında gerçektir.”
Okunma Sayısı: 4659
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.