post-thumb

ŞİZOİD KİŞİLİKLER


"İnsanların bulunduğu toplantılardan nefret ederim"

-Eugène Labiche

Bu kavram genellikle şizofreni ile karıştırılır ancak şizoid, kelime anlamıyla içekapanık demektir. Sandığınızın aksine şizoid tipler, çevrenizdeki yalnızlığı seven insanlardan farklıdır. Onlar insanlara karşı aşırı ilgisizdirler, sosyal değillerdir ve genelde duygusal yelpazeleri kısıtlı olduğundan ömür boyu yalnızdırlar. 10'lu yaşlarda ya da 20'li yaşların başında başlar ve ömür boyu devam eder. Başka ne gibi özellikleri var bir bakalım:


1. Anlaşılmaları güçtür.

Şizoid kişiliğe ilk rastlayan insanlar onlara sürpriz yaptıklarında ilk şoklarını yaşarlar. Onca hazırlığa rağmen neden hiçbir tepki vermediklerini anlamlandıramazlar. Gerçekten ilgisini çeken bir etkinlik bulup getirdiklerinde bile aynı tepkisizlikle karşılaşıyor olmalarını bir türlü anlayamazlar.


2. İltifat ve eleştirilere karşı kayıtsızdırlar.

Sarılın, öpün, onu dünyanın en tepesine çıkaracak derecede sözler edin ya da tam tersine onu alaşağı edecek laflar söyleyin. Karşılaştığınız durum koca bir hiç olacaktır.


3. Tek başına gerçekleştirilen etkinliklerden daha çok hoşlanırlar.

Şizoid tipleri daha çok kütüphanede, sokakta tek başına bir bankta otururken, evinde kendi odasına kapanmış halde bulursunuz.


4. Samimi olduğu insan sayısı çok çok az olmakla beraber genelde aile/akraba çevresindendir.

İlişki kurduğu insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. İlişki kurmak derken sizin yakın arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz gibi değil, onlar ilişki kurduğu insanlara karşı bile aynı monoton yapıda konuşurlar.


5. Birine kolayca bağlanamaz, cinsel yada duygusal bir istek hissedemezler.

Yalnız kalmak dışında arzuladıkları neredeyse hiçbir şey yoktur.

Bazı psikologlara göre şizoidlerin temel inancı "Başkalarıyla ilişkiler önceden kestirilemez ve yorucudur, aynı zamanda da yanlış anlamaların kaynağıdır, ilişki kurmamak en iyisidir" şeklindedir. Birçoğumuzun içinde var olan bu düşünce şizoidlerde baskın hale gelir ve onları ilişki kurmaktan kaçınan bir yapıya sokar. Peki, çevremizdeki insan eğer şizoid ise ona nasıl davranmamız gerekir?

 

1. Onun yalnız kalma ihtiyacına saygı gösterin.

 

"Yalnızlık; şizoidin oksijenidir, bir güç harcadıktan sonra kendine gelmesini sağlar."

-François Lelord & Christophe André

Şizoidler tamamen soyut yaşamazlar, hayatlarının ilerleyen safhalarında diğer insanları gözlemleyerek ve taklit ederek onlar gibi davranırlar ve ortamlarda çok sırıtmazlar. Ancak onunla uzun zamandır birlikte olan insanlar onun bu yaptığını anlayabilir. Anlamaları da öyle zor değildir. Mesela belli bir süre çok konuşurlar, muhabbete katılıp mizah yaparlar ancak zamanla enerjileri düşer ve sessizleşmeye başlarlar. İşte tam bu anda onu konuşmaya zorlamaz ve kendiyle kalmasına müsade ederseniz ona nefes vermiş olursunuz.

2. Ona kendi koşullarına uygun görevler verin.

Şizoidler, somut ve tek başına yapılan işlerde çalışmayı tercih ederler. Bu tercih ise onları bu işte ileriye taşır. Teknik işlerden çok iyi anlayan bir şizoide proje şefliği verirseniz hem ona hem de şirketinize büyük zararlar vermiş olursunuz.


3. İç dünyası ile ilgilenin.

Dışarıdan her ne kadar sessiz, pasif ve üretken değilmiş gibi gözükseler de iç dünyaları rengarenk ve zengindir. Bu iç dünyaya ulaşmak istiyorsanız sıkıcı uzun konuşmalarla onu sarsmayın, ilgisini çeken ve iç dünyasını yansıtan konuları önüne getirin. Tabi bir de susma isteğini hoşgörüyle karşılayın.


4. Duygularını göstermesi için zorlamayın.

Onlardan duygularını (özellikle de uç noktalardaki kızgınlık, neşe, hüzün gibi) göstermesini beklemek, kedinizin iki ayağı üstünde yürüyüp mutfaktan kendisine meyvesuyu doldurmasını beklemekle eşdeğer olur.


5. Çok konuşarak onu bunaltmayın.


6. Tamamıyla yalnızlığa gömülmesine izin vermeyin.

Davetleri, toplantıları ya da sosyal olan diğer aktivitelerden hoşlanmıyor diye onu tamamen evinin bir odasında bırakmak çok da akıllıca bir karar sayılmaz. Haftanın bazı günlerinde onu evinize davet edin, toplantılara çağırın ya da çok yoğun olmayan partilere götürün. Haftada birkaç defa aralıklarla yapmak onu sıkmayacak ve hatta onun zamanla bu duruma biraz daha alışmasını sağlayacaktır.


Okunma Sayısı:

Furkan Sadık Öz

Furkan Sadık Öz

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.