ÇOCUKLARDA ÖZ GÜVEN
Hayatımızın en azından bir döneminde benlik saygımızın oldukça düşük olduğu, kendimizi yetersiz ve çaresiz hissettiğimiz anlarımız olmuştur. Sizden gözünüzü kapatıp hayatınız boyunca kendinizi en öz güvensiz hissettiğiniz ânı düşünmenizi istesem muhtemelen çoğunuzun aklına küçüklüğü, ilk okul yılları gelir. Yani en azından bu benim için öyle. Özellikle ilkokul dönemlerimde istisnasız her veli toplantısında öğretmenlerimin anne babama şikayette bulunduğu tek konu derslerde söz almamam ve çok utangaç olduğumla alakalıydı. Evet çekiniyordum çünkü yanlış bir şey söylersem öğretmenim bana kızabilir, arkadaşlarım dalga geçip gülebilirlerdi. Yani kısaca öz güvensiz bir çocukluk geçirmişim diyebilirim.
Tabii ki de bunu bir şekilde atlattım ama atlatamayıp, ileriki dönemlerde de benlik saygısını kazanamamış insanlar da maalesef yok degil. Ama neyse ki öz güven sonradan da kazanılabilen bir özellik. Bizim üzerinde duracağımız konu ise çocuklukta edinilen ya da maalesef edinilemeyen öz güven...
Kişinin kendini olduğu gibi kabul etmesi, sevmesi yani var olduğu kişi olarak mutlu olabilmesi gibi tanımlanabilen öz güven kavramı ruhsal bağışıklığımızın en temel taşıdır. Çocukta öz güven doğumla birlikte gelişmeye başlar ve hayat boyu da gelişmeye devam eder.
Kişiliğin temellerinin oluşmaya başladığı özellikle 0-7 yaş döneminde çevresel faktörlerin de etkisiyle çocuklarda öz güvensizlik gelişebilir.
Hayatı boyunca kendi ayakları üzerinde durabilen, kendinden memnun ve tabi bunu çevresine de yansıtabilen güçlü çocuklarin yetişebilmesi için özellikle anne babaya ve öğretmenlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Çocukluk dönemindeki ilk ebeveyn tutumları ve yetiştirilme şekli çocuğun kendi duygularının oluşumunda ve öz güveninde çok önemli rol oynamaktadır.
Öz güven sahibi çocuklar bir şeyleri başarmada kendine güvenir ve çözüm üretmeye yönelik çaba gösterirler. Çevrelerine karşı olumlu düşünceleri vardır ve daha pozitifdirler. Bunun aksine bir çocuğun öz güveninin düşük olduğunu gösteren bazı belirtiler vardır.
Kendi duygu ve düşüncelerini ifade edemiyorsa
Görev ve sorumluluklardan kaçınıyorsa
Yeni ortamlara girerken kaygılanıyorsa, sosyalleşmek istemiyorsa
İnsanların onun hakkındaki düşüncelerinde aşırı endişeli ve duyarlıysa
Yanında güvende hissettiği kişilerden ayrılmakta zorlanıyorsa
Karar vermekte güçlük çekiyorsa
Sürekli utanç, suçluluk ve sevilmeme hissi duyuyorsa çocukta öz güven eksikliği vardır diyebiliriz.
Sadece bazı davranışlarınıza dikkat ederek çocuğunuzun daha öz güvenli, kendini rahatlıkla ifade edebilen bir birey olmasına yardımcı olabilirsiniz.
Öncelikle çocuğunuzu koşulsuz sevdiğinizi, onu her zaman desteklediğinizi ve ne olursa olsun yanında olacağınızı ona hissettirmelisiniz.
Çocuğunuzdan beklentinizin onun yaşına ve gelişimine uygun olduğuna dikkat edin. Yaşına uygun olarak basit sorumluluklar vererek ona başarı duygusunu tattırmalısınız. Kapasitesinden büyük beklentilere girerseniz çocuk bunu gerçekleştiremediğinde suçluluk duyar ve yanlış yapmakta kaygı duyarak kendini geliştirmekten uzak durabilir.
Evinizde herkesin birbirine güvenebileceği, fikirlerini ve duygularını rahatlıkla paylaşabileceği bir ortam oluşturmanız çok önemli. Çünkü bir çocuk, yuvasında, kendini en güvende hissettiği ortamda, rahatça ve özgürce davranamazsa dışarıda öz güvenli bir duruş sergilemesini zaten bekleyemeyiz.
Çocuğunuza aşırı korumacı davranmayın. Bu şekilde onun size bağlanmasını sağlarsınız ve tek başına hareket ederken, sorumluluk alırken ve zorluklarla başa çıkarken kendini yetersiz hissetmesine sebep olabilirsiniz.
Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın. Diğer akranlarıyla kıyaslanmak çocukta kendine dair olumsuz düşünceler gelişmesine neden olur. Yani komşunun çocuğu bir ölçüt olmasın.
Evde herhangi bir konuda karar verilirken çocuğunuzun da fikrini alın. Seçimler yaparken ona da danışın ki kendini gerçekten ailenin bir üyesi gibi hissedebilsin.
Çocuğunuzla iletişimi hiç koparmayın, sohbet etmeye çalışın, ileride iletişim kurma konusunda daha rahat ve daha az kaygılı olabilsin.
Çocuklarınızın sizden ayrıldıklarında da tüm hayatı boyunca tek başına güçlü bir birey olmaya, zorlukların ve hayatın karşısında dimdik durmaya ihtiyacı var. Ve bunu onlara yine siz verebilirsiniz.
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.