post-thumb

ENIAC

ENİAC

II. Dünya savaşı sırasında ABD’li bilim insanları tarafından üretilmiştir yaklaşık  ağırlığı 30 ton olup 162 m2 lik odaya sığıyordu.

İlk kullanım amacı hatasız uzun mevzili top ve füze atışlarını hesaplamaktı. Bu açıdan bakıldığında ENİAC’ın aslında ilk kez bilgisayar değil hesap makinası görevi gördüğü söylenebilir. Yani günümüz bilgisayarlarının temelini II. Dünya Savaşı’nda ENİAC adı verilen bu hesap makinası atmıştır. İlk kullanılan yer ise Pennsylvania Üniversitesi’e ait elektronik mühendisliği okulu’nda kullanılmıştır.

 

Bilim adamları John Mauchly ve Presper Eckert tarafından yaklaşık 4 yılda imal edildi. Yaklaşık maliyeti 500.000 dolar idi. ENİAC ilk deneme çalışmasına 1945 yılında başladı. Gerçek anlamda çalışabilmesi ise 1947 yılını buldu. Ancak 2 Eylül 1945’te Japonya’nın teslim olmasıyla savaş sona ermişti ve böyle bir makine için ihtiyaç kalmamıştı. ENİAC 1947 yılında basına tanıtıldı.
                                                              

ENİAC’IN İŞLEM KAPASİTESİ

ENİAC iki sayının karşılaştırmasını (büyüklük, küçüklük, eşitlik vb.) yapabiliyor, sayıları çarpabiliyor, bölebiliyor, toplayabiliyor, çıkartabiliyor ve kare köklerini hesaplayabiliyordu. Kısacası temel matematik işlemlerini sorunsuz halledebiliyordu. ENİAC’ın akümülatörleri yani ön kayıt bellekleri hem toplama hem de hafıza işlevi görüyordu. ENİAC’a veriler IBM kart okuyucusu aracılığı ile veriliyordu.

 

II. Dünya Savaşı yıllarında teknoloji bu kadar gelişmediği için hesap yapmak uzun zaman alırdı örneğin 60 saniye yol alan bir topun rotasının hesaplanması için yaklaşık 20 saatlik çalışma gerekiyordu. ENİAC bu hesaplama süresini 15 saniyeye indirdi. Bir saniyede yapabildiği toplama işlemi akümülatör başına 5.000 adetti, saniyede yapabildiği çarpım işlemi 385, bölme veya karekök alma işlemi ise 38 adetti. Geçici hafızasında sadece 200 sayıyı saklayabiliyordu. ENİAC ile başlayan bu yolculuğumuz günümüzde tüm hızıyla hala devam etmektedir. 1945li yıllarda dev gövdesi ve tonlarca ağırlıkta olan bilgisayarları biz  bugün çok rahat bir şekilde yanımızda taşıyabiliyoruz. 

ENİAC ve ENİGMA AYNI ŞEY DEĞİLDİR KARIŞTIRMAYALIM 

Enigma: II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya'sı tarafından gizli mesajların şifrelenmişi ve tekrar çözülmesi amacıyla kullanılan bir şifre makinasıdır.

Enigma makinesi, ticari olarak 1920li yılların başında kullanılmaya başlandı. Birçok ülkede Ordu ve Devlet kurumları için özel modeller üretildi. Bunların en ünlüleri II. Dünya Savaşı öncesinde ve savaş sırasında Nazi Almanyası’nda kullanılan modellerdi.

ENİGMA’NIN ŞİFRESİ NASIL KIRILDI?
Kriegsmarine olarak adlandırılan Alman donanması diğer silahlı kuvvetler gibi 1937 yılında yeni bir şifreleme sistemine geçerler. Anahtarların bulunduğu talimatnameler iki veya üç günde bir değişmekte ve güvenliği artırıcı unsur olarak Kenngruppenbuch olarak adlandırılan şifre kitabı kullanılırdı. bu sistem savaş öncesinde Polonya istihbaratı tarafından kırılamamıştır.

Savaş döneminde güvenlik seviyesi oldukça yükselen Kriegsmarine prosedürleri donanma Enigma makinalarına eklenen üç ilave rotor sayesinde daha da geliştirilmiştir. Eklenen üç rotor sayesinde hangi rotorların şifreleme sırasında kullanılacağının tahmin edilmesi zorlaşıyordu. Her ilave rotorun olası şifreleme başlangıç konumları düşünüldüğünde olasılık sayısı 6'dan 336'ya çıkıyordu.

Bu denli zor bir durumdaki Kriegsmarine deşifre çalışmalarını Alan Turing bizzat üstlenir ve kurduğu küçük bir ekiple buna yoğunlaşır. Bu sırada 1942 yılı Şubat ayı itibarıyla Atlantik Okyanusundaki U-Bootlarla iletişim sırasında çok sayıda şifreli mesaj ele geçirilir. Bletchley Park'ta mesajların yapısal olarak çok farklı olduğu anlaşılır. Bunun sebebi dördüncü bir rotorun sisteme eklenmesidir. Bu durum İngiliz istihbaratını şaşırtmasa da işleri oldukça zorlaştırır. Ancak bu zor durum U-Boot mesajlarındaki değişmeyle birlikte çözüme kavuşur. Mesajların uzaması yüzünden yerlerinin açığa çıkma olasılığı ortaya çıkan denizaltılar denizlerdeki Müttefik konumuna göre kısa mesaj göndermeye başlarlar. Ayrıca 9 Mayıs 1941 tarihinde ele geçirilen U-110 ve 29 Ekim 1942 tarihinde ele geçirilen U-559 denizaltılarında ele geçen kodlarla birlikte yeni kodlar deşifre edilebilir hale gelir.

Konuyla ilgili önerilen film: THE IMITATION GAME:ENIGMA







Okunma Sayısı:

Aysel KÖYSU

Aysel KÖYSU

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.