post-thumb

Kaçıngan Kişilik Bozukluğu: Toplumdan Çekinenler

Genel Olarak

             Sınıftaki tartışmalara katılmak istediği her halinden belli olsa da sesi neredeyse hiç çıkmayan, üstündeki tuhaf utangaçlığı hiç atamayan, arada sırada ağzından ancak birkaç kelime duyabildiğiniz arkadaşlarınız olmuştur. Belki katıldığınız bir etkinlikte, erken gelip geç saatlere kadar takılan ama bu sürenin çoğunu odanın bir köşesine çakılı halde, biri gelsin de onunla konuşsun diye bekleyerek geçiren biri dikkatinizi çekmiş olabilir. Onun yanına giden kişi siz olursanız dünyanın en güzel, en masum, en zararsız konusunu bile açsanız konuşmayı başlatmış olmanızın onu nasıl hemen huzursuz ettiğini mutlaka fark edersiniz. Bu insanları sosyal açıdan bu kadar izole ve savunmacı kılanın ne olduğunu, onların kendilerini ve paylaştığınız dünyayı nasıl algıladıklarını merak edebilirsiniz. Sizin de isabetli biçimde fark edeceğiniz gibi bu insanlar kendilerine bir türlü güvenemezler; en ufak rezil olma ihtimalinden bile yoğun biçimde korkarlar, üstesinden gelemeyeceklerine inandıkları rekabetçi, acımasız bir dünyayla ve başka insanlarla karşı karşıya gelmeye cesaret edemezler (2*).

            Bu kişilerde kaçıngan kişilik örüntüsü vardır. Bir iki dostları, belki bir eş veya partnerleri, hatat sadece bir aile yakınları olabilir. Bunlar haricinde onların koşulsuz kabul ve destek testinden geçip, sınırları arasına girebilen insan sayısı çok azdır. Peki bu, böyle insanların sürdürdükleri gizli saklı, izole yaşamdan memnun oldukları anlamına mı gelir? Tam aksine büyük bir yalnızlık ve varoluş sıkıntıları çekerler. Fakat onlar yine de her türlü aşağılanacaklarını düşündükleri dünyaya katılmaktansa; tek başlarına, sessiz bir biçimde acı çekmeyi yeğlerler. Neredeyse görünmez olurlar, başkalarının ''sert ama haklı'' eleştiri oklarının menzilinden çekilirler. Küçük düşme risklerini abartma eğiliminde olduklarından kendilerine verdikleri zarar, sosyal gelişimlerinden vazgeçmekle sınırlı kalmaz. Onları toplumda göz önüne taşıyabilecek her türlü eyleme direnirler; iş yerinde terfi almak ya da herhangi bir ödül kazanmak buna birer örnektir. Sevilmeyi, sahici bir yakınlık kurmayı içten içe isteseler de kendi ruhları, onlara göre, öyle rezil bir haldedir ki utanç içinde kendi dünyalarına kapanmaları gerekmektedir (2*). 


Kaçıngan Kişilik Çeşitleri

  • Çatışmalı Kaçıngan: Yakın arkadaşlarını ve eşlerini idealize ederler ama özerk oldukları hissi tehdit altına girerse onları aşağılamaya veya küçük düşürmeye çalışırlar. İçe kapanıp çevrelerinden soyutlanmadıkları takdirde çatışmalı kaçınganlar asabi ve somurtkan bir izlenim verebilirler (2*). 

  • Aşırı Hassas Kaçıngan: Kusurlarının gayet farkındadırlar ama faturayı kendilerine olduğu kadar başkalarına da keserler. Ayrıca yaygın endişelerine çoğu zaman, kendilerini küçük gördükleri ve tedirgin hissettikleri uzun zaman dilimlerini de içeren yoğun ve kararsız duygular da eşlik eder.

  • Fobik Kaçıngan: Arzu ile terk edilme olasılığı arasında sıkışan fobik kaçınganlar, öfke ve korkularının yerini değiştirmelerine veya bunları yansıtmalarına imkan tanıyacak sembolik bir ikame bulurlar. Güç bela tahammül edebildikleri korku ve kaygı hislerini somutlaştırarak asıl nesnesinden uzaklaştırırlar.

  • Kendini Soyutlayan Kaçıngan: Bu kişiler başkalarıyla ilişkilenmenin verdiği rahatsızlıktan kaçınmak için kendilerini fantezi ürünü bir dünyaya kaptırırlar. Bazısı umutsuzluğa düşer ve intihara, kendi kimliğinin verdiği içsel ıstırap ve dehşetten kurtulmak için bu dünyayı terk etmeye doğru sürüklenir. Kimiyse duygusal açıdan uyuşur, kendisiyle arasındaki bağı koparır. Özellikle ağır vakalarda bilinçte parçalanmalar ve bölünmeler meydana gelebilir; bu da şizotipal kişiliği andıran bir dağınıklık bırakır. 




Vaka Örneği

             22 yaşındaki Aleyna yerel bir yüksekokulda öğrencidir. Klinik görüşmede açıkça utangaç ve huzursuz bir görüntü çizmekle beraber onu, dış dünyayla iletişimini asgari düzeye çekecek kadar felç eden panik ataklarından şikayetçidir. Yeni sömestr başlayınca derslere gidip gidemeyeceğinden emin değildir. Belirtileri hep aynı örüntü içerisinde baş göstermektedir: Birden kalp atışlarının hızlandığını fark eder, atak korkusunun güçlenmesiyle terlemeye başlar, kalbi giderek hızlanır ve sonunda paniğe yenik düşer.

              Aleyna artık hayattan keyif alamaz hale gelmiştir. Her gün çalışmaya gayret eder, yapması gereken ufak tefek işleri halleder ve birkaç haftada bir market alışverişine çıkar. Genelde işler birikene dek bekleyip spnra hepsini tek seferde halletmeye çalışır. Geçmişte bir botanik bahçesinde gönüllü çalışmışsa da gerçek bir işe hiç girmememiştir. Sosyal hayatı sorulduğunda birkaç arkadaşının ismini bile vermekte zorlanır. ''Gerçekte nasıl biri olduğumu öğrendiklerinde insanların benden hoşlanmayacaklarından korkuyorum'' der. Söyledikleri derin bir etki bıraksa da görüşmeciyle göz teması kurmaz. Sınıfta hiçbir şey yapmadan oturuyor olsa bile, çevresindeki birilerinin gülmesinin kendisiyle dalga geçilmesinden başka bir sebebinin olabilecğine inanmakta zorlanır. 

            Aleyna'nın öyküsü, semptomlarını anlamlandırmaya yarayacak kadar eskiye uzanır. Kendisinin bir kaza kurşunu olduğu, doğumunun anne ve babasının ''mecburen katlanmak'' zorunda kaldığı bir gelişme olduğu kendisine defalarca hatırlatılmıştır. Ebeveynlerinin onu sevdiğini hissettiği bir dönem aklına gelmemektedir. Evdeki hayatının neşesi yoktur, zamanının çoğunu odasında hayaller kurarak geçirmiştir. Bu hala sürdürdüğü bir alışkanlıktır. Utangaçlığından dolayı uzun süre diğer çocukların acımasızca alaylarının hedefi olmuştur ki o günden beri herkesin ona bakıyormuş gibi hissedip huzursuz olmasının temelinde bu durumun yattığı anlaşılmaktadır (2*).

Belirtileri

DSM-V Tanı Ölçütleri

  • Kişisel ilişki gerektiren işle ilgili etkinliklerden kaçınır (1*).
  • Başkalarıyla ilişkiye girmeden önce güvence verilmesi gereksinimi vardır.
  • Utanacağı korkusu yakın ilişkilere girmesini kısıtlar.
  • Toplumsal durumlarda eleştirileceği düşüncesiyle uğraşıp durur.
  • Yetersizlik duyguları yeni kişilerle bir araya gelmesini kısıtlar.
  • Olumsuz benlik algısı
  • Göze alma konusunda isteksizlik



Diğer Kişiliklerden Farkı

         Kaçınganların diğer kişiliklerle çok sayıda ortak noktaları vardır. Hem kaçınganlar hem de şizoidler ilişki dünyasından kendilerini geri çekerler ama nedenleri farklıdır. Gerçek şizoidler sosyal açıdan kayıtsızdırlar veya pasif bir kopukluk halindedirler. Güçlü dürtü ve duyguları yoktur. Oysa kaçınganlar yoğun kaygı yaşarlar ve en ufak eleştiriye karşı bile aşırı hassastırlar. 

             Gerek paranoidler gerekse kaçınganlar gergin ve başkalarına karşı güvensizdirler, ayrıca diğer insanlarla ilişkileri yüzünden rezil olup küçük düşmekten korkarlar. Fakat kaçınganlar bu sosyal itibarsızlaşmadan kendi yetersizliklerini sorumlu tutarken paranoid, insanların ona zarar vermek için kasten uğraştığını düşünür (2*). 

            Kaçınganlar, bağımlılarkompülsifler ve negativistler, kaygı kümesi diye bilinen kümeye aittirler; yani bu kişiler kaygıyı hayattaki başlıca meselelerden biri olarak yaşarlar. Kaçınganlar ile bağımlılar kendilerini hayli yetersiz görmeleri bakımından benzeşirler ama kendilerine yakıştırdıkları bu yetersizlik karşısında verdikleri tepkiler farklıdır. 

            Son olarak hem kaçınganlar hem kompülsiflerde performans kaygısı ve değerlendirilme korkusu vardır fakat kompülsifler yaşadıkları kaygıyı kurallar, detaylar, listeler gibi şeylerle yüceltmeyi genellike başarırlar, kaçınganlarsa genellikle kendilerini sosyal ortamdan çekmeyi tercih ederler (4*). 



Sonuç

        Sonuç olarak kaçınganlar küçük düşmeye ve sosyal açıdan onaylanmamaya karşı fazlasıyla hassastırlar ve çevrelerindeki kaçınılmaz olduğuna inandıkları türlü tehditlerden korunmanın yollarını arayıp dururlar. 

             Kaçıngan kişiliğin terapisi şaşırtıcı derecede zordur. Kaçınganın temel özellikleri, psikoterapinin temel taleplerine zıt düşer. Olumsuz değerlendirmelere aşırı duyarlı oldukları için terapi ilişkisi hassasiyet arzeder. Terapistin sabırlı olması ve terapötik ilişkiyi iyi kurabilmesi gerekir. Aile terapisi, çift terapisi ve grup terapisi de kaçıngan davranışı pekiştiren örüntüleri kırmaya yardımcı olabilir (2*). 

 

Kaynaklar

  1. Nussbaum, A. (2017), DSM-V Yönelimli Tanısal Görüşme, American Pscyhiatric Publishing, Ankara, Hekimler Yayın Birliği
  2. Millon, T., Grossman, S., Millon C., Meager, S. ve Ramnath, R. (2019), Modern Yaşamda Kişilik Bozuklukları, John Willey&Sons, Inc.,
  3. http://www.psychologies.com.tr/cekingen-kisilik-bozuklugu/
  4. https://www.kimpsikoloji.com/cekingen-kisilik-bozuklugunun-belirti-ve-nedenleri/


Okunma Sayısı:

Mehmet POYRAZOĞLU

Mehmet POYRAZOĞLU

Akdeniz Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik son sınıf öğrencisiyim. Bu sene klinik psikoloji yüksek lisansına hazırlanmaktayım. Film, dizi izlemek, kitap okumak ve en çok da araştırmalar yaparak yazılar yazmak en çok ilgilendiğim hobilerim arasındadır.

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.