post-thumb

Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu: Uçlarda Bir Yaşam

Genel Olarak

         Pembe diziden hallice bir yaşam sürmek, sınırda kişiliğin yaşamını sürmek demektir. Duygusal iniş çıkışlarla bezeli bir yaşamı olan bu bireyler dengesizlikleriyle özellikle de öfkeleriyle meşhurdur. Bu ateşi körükleyen yoğun ilişki ihtiyaçları ve insan hakkındaki fikirlerini aniden değiştirmeleridir; bir an sevecen, hassas, zeki gördükleri birini aniden onları ihmal etmekle veya onlara ihanet etmekle suçlayabilirler. Tek başlarına kaldıklarında, bu kısa bir süreliğine bile olsa, sınırda kişilikler kendilerini tahammül edilemez düzeyde yalnız ve boş hissederler (5*). Romantik ilişkileri genelde fırtınalı ve yoğun olduğundan, çoğu zaman ya ayrılmakla ya da barışmakla meşguldürler. Terk edilmekten kaçınmak için çılgınca uğraşırlar, ki buna intihar davranışları da dahildir. Ayrıca aldıkları dramatik ve sert tedbirlerle insanlara yapışmalarının aslında herkesin onlardan soğumasına neden olduğundansa bihaberdirler (2*).

            Kaygı, depresyon, suçluluk ve aşağılık duygularından mustarip bu kişiler kendilerine zarar verecek davranışlarda bulunabilir, dürtüsel kararlarla madde kullanımına veya gelişigüzel cinsel faaliyetlere yönelebilir. Hatta bazıları kendilerini keserek veya yakarak bedenine zarar verebilir. Olgun bir benlik kimliği taşımadıklarından değerler ve hedefler arasında daldan dala dolaşır, anlık kararlarla işlerini değiştirir, eski fikirlerini tam aksi yönde değiştirmekte beis görmezler. Stresli dönemlerde bu tutarsızlıkları onları geçici psikotik durumlara ve dissosiyatif nöbetlere açık hale getirir. Diğer kişilik bozukluklarına ait pek çok özellik, sınırda kişiliği çeşnilendirir (2*). Yazının rahat okunabilmesi için sınırda kişiliklerden kısaca ‘’sınırdalar’’ olarak bahsedeceğiz.

 

Sınırda Kişilik Çeşitleri

  • Yılgın Sınırda Kişilik: Bu kişilik sadece bir veya iki kişiye biat ederek bağlanma stratejisi izler. Başlıca kişilik özellikleri arasında rekabetten kaçınma, sadakat ve alçak gönüllülüğün yanı sıra mazoşist itaat ve parazitimsi bir yapışkanlık sayılabilir. (2*)
  • Dürtüsel Sınırda Kişilik: Bu kişiler sürekli ilgi görmedikleri takdirde baştan çıkarıcılığın, dürtüselliğin, kaprisin ve sorumsuzluğun dozunu arttırırlar. Bazen duruma uygun davranma ve muhakeme becerilerini hepten yitirirler.
  • Hırçın Sınırda Kişilik: Sırtlarını dayadıkları kişilere gönül koyar, sevgi dilenmek zorunda kaldıkları kişilerdense nefret ederler. İnatçı talepkar olan bu kişiler hayal kırıklıklarını açıkça dışa vururlar.
  • Kendine Zarar Veren Sınırda Kişilik: Mazoşist kişilik örüntüsü baskındır. Mazoşit özellikleri onları kendi içlerine dönmeye iter; böylelikle yıkıcı duygularını kendileri üzerlerinden dışa vurabilirler. Bu kişiler bir zamanlar dışarıya sosyal ve uyumlu bir görüntü sergilemiştir (2*).

 

 

 

Vaka Örneği

         25 yaşındaki Ceren’i psikolojik değerlendirmeye üvey annesi getirmişti. ‘’Bazen bana adete tapıyor ama bazen de benden nefret ediyor’’ demişti hayretle. ‘’Onu sevdiğimizi biliyor ama hep böyle yapıyor. Bazen işler iyice kötüye gittiğinde, bizi onu incitmek için arkasından dolap çevirmekle suçluyor.’’ Ceren’in duygularını dizginlemeye çalıştığı açıkça görülüyordu. İlk başlarda düzgün davranışlar sergilerken birden çılgınca bir öfke ortaya çıkmış, bunu suçlamalar ve ihanete uğradığı duygusu izlemişti. Sözlerinin, duygularının anlamını takip etmek güçtü (2*).

            Ceren psikoterapiye yabancı değildi. Üvey annesinin anlattığına bakılırsa Ceren ergenlik yıllarında hastaneye yatmış ve ondan önce de iki defa yaklaşık birer yıl terapiye devam etmişti. Öyküsünde esrar, alkol, amfetamin, ekstazi,  LSD ve son dönemde kokain gibi madde kullanımları mevcuttu. İlk cinsel birleşmesini 12 yaşındayken büyük kuzeniyle yaşamıştı, o yüzden o günden beri cinsel olarak aktifti ve erkek arkadaşsız kalmaktan nefret ediyordu Ceren’in annesi, o 9 yaşındayken kanserden ölmüştü. Babası iki yıl sonra üvey annesiyle evlenmişti. Üvey annesinin iki oğluyla Ceren’in ağabeyi ilk günden beri iyi anlaşıyorlardı.

            Ceren; annesine benzediği, hal ve tavırları bile annesiyle aynı olduğu için babasının onu kendisinden uzaklaştırmak istediğine inanıyordu. Ona göre, babası yeni yaşamında rahmetli eşinin genç versiyonuna yer açamamıştı. Annesinin ölümünün ve babasına bu şekilde yabancılaşmasının, ona ‘’içi boşalmış gibi’’ hissettirdiğini söylüyordu. ‘’Bazen hayat ağır çekimde hareket etmek gibi ve ben de sanki gözlemciyim, her şeyi dışarıda gözlemliyorum, hissizim.’’ Bu dönemlerde kimi zaman kendini jiletle kesiyordu. ‘’Çünkü acıyor ama sonrasında daha iyi hissediyorum. Beni içeriden sarsıp yeniden gerçekliğe çekiyor’’

 

Belirtileri

DSM-V Tanı Ölçütleri

  • Bırakılmadan (terk edilmeden) kaçınmak için çılgınca çaba göstermek (2*)
  • Tutarsız kişiler arası ilişkiler
  • Kimlik karmaşası
  • İntihar ya da kendine kıyım davranışları dışında, kendine kötülüğü dokunabilecek en az iki alanda dürtüsellik
  • İntihar ya da kendine kıyım davranışları
  • Duygulanımda tutarsızlık
  • Sürekli bir boşluk duygusu
  • Öfke
  • Gelip geçici paranoya ya da çözülme (dissosiyasyon)

 

Diğer Kişiliklerden Farkı

         Tarihçesi düşünüldüğünde, DSM’deki sınırda kişiliğin pek çok diğer kişilik bozukluğuyla örtüşmesi şaşırtıcı olmayacaktır. İlk tanı kriteri olan ‘‘bırakılmadan (terk edilmeden) kaçınmak için çılgınca çaba göstermek’’ bağımlı ve histrionik kişilikleri hatırlatır. Buraya belki kaçınganı da dahil edebiliriz çünkü kaçınganlar da onlara mahcup, yetersiz, beceriksiz hissettiren dünyayla onların yerine yüzleşebilecek eşler arar (2*).

            Sınırda kişinin gerileyici düşünce bozukluğu sıklıkla şizotipal kişiliğe benzer ama sınırda kişilik dengesiz duygu durumları ve bunun depresyonla ilişkisiyle tanınır. Ayrıca sınırda kişilerin düşünceleri ilişkisel temalara bağlı olarak dağılırken şizotipallerin düşünceleri hemen her konuda eksantrik görünür.

            Hem sınırda hem de histrionik kişilerde paranoid korkular görülse de, paranoid katı bir izlenim verir ve kendi haline bırakılmak ister. Halbuki sınırda kişi kırılgan ve değişken görünür, ayrıca yalnız bırakılmaktan da korkar. Buna ek olarak sınırda kişiler çoğu zaman alenen kendine zarar verir, bazen de kendilerini suçlarlar; paranoidler ise başkalarını suçlar.

 

Sonuç

         Sınırda kişilerin en büyük belirtisi, dengesiz ilişkileri ve duygusal tepkileridir. Onlara dair her şey delice, kaotik, dürtüsel bir görünüme sahiptir. Yalnızca birkaç dakika içinde, üstelik ortada görünür bir sebep de yokken hayranlıktan nefrete savrulabilirler (4*).

            Sınırda kişilik kavramı ve terimi yıllarca tartışılmış, büründüğü her yeni biçimle birlikte hakkındaki bilimsel yazın da genişlemiştir.

            Her ne kadar çoğu sınırda kişi ilk başta nispeten sağlıklı görünse de çok geçmeden zor bir kişiye dönüşür ve tedavisi karmaşıklaşır. Dolayısıyla iyi bir terapi ilişkisi kurmak adına istikrarlı destek göstermek ama diğer yandan da nazik, anlayışlı yüzleştirmeler yapmak en iyi sonucu verecektir (2*).

 

Kaynaklar

  1. Nussbaum, A. (2017), DSM-V Yönelimli Tanısal Görüşme, American Pscyhiatric Publishing, Ankara, Hekimler Yayın Birliği
  2. Millon, T., Grossman, S., Millon C., Meager, S. ve Ramnath, R. (2019), Modern Yaşamda Kişilik Bozuklukları, John Willey&Sons, Inc., İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
  3. http://openaccess.maltepe.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12415/3131/370192pdf.pdf?sequence=1
  4. https://www.e-psikiyatri.com/borderline-kisilik-bozuklugu-nedir
  5. http://www.psychologies.com.tr/borderline-kisilik-bozuklugu/


Okunma Sayısı:

Mehmet POYRAZOĞLU

Mehmet POYRAZOĞLU

Akdeniz Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik son sınıf öğrencisiyim. Bu sene klinik psikoloji yüksek lisansına hazırlanmaktayım. Film, dizi izlemek, kitap okumak ve en çok da araştırmalar yaparak yazılar yazmak en çok ilgilendiğim hobilerim arasındadır.

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.