post-thumb

Zaman Yolcuları



Zamanda yolculuk kavramını hepimiz biliriz ve çoğumuz da varsayıyorum ki bu konuya ilgi duyarız. Şu zamana kadar bu konuda pek çok film yapılmış ve kitap yazılmıştır. Peki zamanda yolculuk neden bu kadar çekicidir acaba?

Zamanla ilgili birçok şeyi isimlendirmişizdir bu kavramı somutlaştırabilmek için. Takvim, vakit, yıl, sene, mevsim, ay, hafta, gün, saat, dakika, saniye ve daha birçok isim vardır bu kaygan şeyi avcumuzda tutabilmek adına. Başlangıcı olmayan ve bizi içinde tutan bir okyanus gibidir adeta. Ve asla geriye doğru gitmez şimdi ile gelecek arasında bir mekik dokur. Geçmiş fiziki olarak bizim temas edemeyeceğimiz ve oraya dönemeyeceğimiz bir dünyadır. İşte zamanda yolculuk kavramına dönecek olursak tam bu noktada bu kavramı konu edinen eserlerde genelde geçmişe müdahale etmenin pahalıya mal olacak bir sonuç oluşturacağı izlenimi oluşturulur.




Geçmişe gitmek zaman yolculuğu makinelerinin bir tuşuna basmaya bakar. Ancak orada kalan bir şey değiştirildiğinde şimdiki hayatın sonlanabildiği bile oluyor. Peki ne anlatmaya çalışıyorum aslında bunlardan bahsetmekle? Konuyu birazcık gündelik yaşantımızın içine almak istiyorum, başımızdan geçen şeylere getirmek istiyorum sözü. Geçmiş ve gelecek arasında yolculuk yapmak istememizin sebebinin belki de bir ömre kaç hayat sığdırabilirdik ya da elimizdekiyle başka neler yapabilirdik sorularına içkin olduğunu düşünüyorum. Bu sorular bizim benlik temsillerimizin çeşitliliğiyle ilgili olabilir mi? Seçimlerimizin altında kalmanın suçluluğu bizi böyle fantastik bir yolculuğa çıkarmak istiyor olabilir mi? “Değişimin ve değişim gereksiniminin olmadığı yerde akıl da yoktur.” diyor H.G. Wells “Zaman Makinesi” adlı kitabında.


Değişim doğal bir istek, ihtiyaç ve zorunluluktur yoksa uyum sağlayamayız ve hayatta kalamayız elbette. Ancak bu pencereden baktığımız zaman fantastik bir yolculuğun mümkün olmadığı bu gerçeklikte geçmişi nasıl değiştirebilir bir insan? Aslında geçmiş her insanın sürüklediği bir yol haritasıdır; geçtiği ve geçmediği kapıların seyir terasıdır. Geçtiğimiz kapıları tekrar açabilme şansımız olsa aynı yerde olacağımızın garantisi ne? Aynı yerde olmak mümkün olsa da aynı ben olarak orada olabilecek miyim?

Aslında hepimiz bir zaman yolcusuyuz. Geçmiş ve geleceği avucumuzun içinde misket gibi çeviriyoruz zaten. Dokunuşlarımız geçmişin, kaygılarımız geleceğin zaman makinesi olmuş bir vaziyette değil mi aslında?  Her ne kadar ortak isimler vermiş olsak da çeşitli parçalara, her birimiz kendi dilimizle yeniden ifade ederiz zamanı. Ne yazık ki kendi kendinin dilini anlayan bir varlık değiliz biz. Yabancı bir dille konuşuyoruz çoğu zaman kendimize bile. Temas ettiğimiz bu dünyanın renkleri bizde izler bırakıyor her defa. Bunları birazcık tercüme edebilmek lazım, bu renklerin bizde bıraktığı izler neden aynı tonda değil diye. Tüm zamanlardan kopmak, bazen en güzel yolculuğudur dünyanın. Sevgiyle…


Okunma Sayısı:

Ahmet DÜNDAR

Ahmet DÜNDAR

İnönü Üniversitesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümü mezunuyum. Üniversite hayatımı dolu bir şekilde yaşamaya özen göstererek çeşitli toplulukların yönetim ekibi içerisinde yer aldım, bir süre pdr topluluğunun da başkanlığını yürüttüm ve son sene tenis topluluğunun kurucu ekibi içerisinde yer aldım. Psikoterapi Türkiye organizasyonunun üniversite temsilciliğini yaptım. Türkiye'deki en büyük psikoloji topluluğu olma iddiasıyla yola çıktığımız PsiClub'ın kurucu ekibinde yer alıyorum. Psikolojik danışman olarak mesleğimin henüz başındayım ancak öğrenciyken bu alanda gelişimin sıkı bir takipçisi olmaya çalıştım. Psikoloji alanında kongreler, zirveler neye ulaşabildiysem katılmaya çalıştım. "Aile Danışmanlığı", “İmge Terapi”, “Pozitif Psikoloji”, “Ölüm ve Yas Terapisi”, “Hastalık Psikolojisi”, “Çocuk Resimleri Analizi ve Objektif Testler” üzerine psikoterapi eğitimleri aldım. Şu sıralar “Çocuk ve Ergen Bütüncül Psikoterapisi” ve “Bilişsel Davranışçı Terapi” eğitimleri alarak kendimi bu alanda geliştirmeye çalışıyorum. Edebiyat, sinema ve psikolojinin hayatıma katkılarını çok değerli buldum ve umarım bu katkıları yaşamayı hep sürdürebilirim. Yazdığım, yaptığım, yaşadığım her şeye zarafet katmaya çalışan bir çabanın içerisinde olarak burada emek veriyorum...

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.