Nur Emine Kaçkın
2017 yılında Adıyaman Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun oldum.
"Ben yeterince iyi değilim, tamamen kötü
de değilim. Güven vermiyorum ama umursamaz da değilim. Kaçmıyorum, durmuyorum
da. Sarhoş gezmiyorum, ama her an ayık da değilim. Bağımlı değilim, kaçabilecek
kadar da özgür değilim. Politik değilim ama tarafsız da değilim. Umutsuz da
değilim, sonsuz da değilim. Camus gibi yaşamın bir adım uzağında, ölümün bir
koşu yakınındayım."
Tezer Özlü
Yağmur yağıyor, ıslanıyorum. Üstelik soğuk
bir esinti, üşüyorum. İnsanlar gölgeler halinde geçiyor yanımdan. Hızlı hızlı
geçiyorlar, yetişmeye çalışıyorum, kimse durup bakmıyor, bir şey sormak geliyor
içimden, kimse bakmıyor.
Ben biraz durmak istiyorum.
Sonbaharı seviyorum,tatmin edici bir
hüznü var bir şekilde. Bana devamlı diyalektiği düşündürür, deniz sonbaharda
çılgınlar gibi dalgalıdır, gökyüzü ağırlaşır aniden, yerlere kadar eğilir, taze
bulut kokusu toprağı güzelleştirir. Kasımpatıların çiçek açma zamanı
şimdi, en sevdiğim çiçek olmaya henüz adını bilmiyorken başlamıştı. Çiçekleri
sevmek bir meslek olsaydı keşke, şiirler yazardım mükemmel güzelliklerine, asla
koparıp kitap arasında kurutmazdım mesela, incitmezdim tek yaprağını
bile.
Para kazanmak zor güzelim buralarda,
bilgin olmak yetmez, zeki ve girişken olmak yetmez, çalışmak yetmez, iyi ahlak
yetmez, tepesine tepesine basacaksın en yakınının, kazanmak için her şeyi
yapacaksın, demişti rastgele biri; oysa ben kalkmış çiçeklerden bahsediyorum.
Yaseminlerle tokalaşıyorum her gün 15:50 civarında.
Çok
çalışıyorum, az kazanıyorum ama çiçekler konusunda yetkin sayılırım yazıyor
kafa kağıdımda. Gittiğim her yere tohumlar götürüyorum, çoğaltıyorum sevdiğim
çiçekleri, yaş aldıkça sevmeyi öğrendim deve dikenlerini de, gülü severken
dikerine katlanmadım çünkü yalnızca koparmaya çalışanları incitmez mi hepsi?
Oturuyorum, taze çay
buharı yüzümü ısıtıyor, insanlara
bakyorum, rastgele insanlara.
Yüreğimde yarım
kalmış bir tutkunun yıkıntısı.
Bir oyun oynayalım
istersen.
Apartmanın bana bakan
cephesinde kimler vardır acaba?
BİRİNCİ KAT
Bina kapıcısının yaşadığı daire, en alt katta çünkü her işe hızlıca
yetişmesi lazım adamın, eğitimi yok denecek kadar az. Elektrik ve su faturası ödemiyor. Sesi pe az çıkıyor, itaatkar ama evinde sinirli, dediğim dedik biri.
Karısına söz geçirmesini biliyor ve çocuklarına. Başlarını sokacakları bir
damın olması mutlu ediyor onu, hem elektrik ve su faturası ödemiyor ya daha ne
olsun! Çocukları çok şey istemiyor. Kadın gözlemecide çalışıyor,çeşit çeşit
içler hazırlıyor sabahtan. Hamur yoğuruyor, gözleme pişiriyor durmadan.
Patrondan korkuyor, sesi çıkmıyor, hiç durmadan çalışıyor. Ara sıra da yaptığı
iş övülsün istiyor, doyduktan sonra pek az müşteri bakıyor kadının yüzüne.
Bakanlar da teyze diyorlar, ellerine sağlık çok güzel olmuş diyorlar, teyze
gibi hissetmiyor henüz, içerleniyor.
Karı-koca durmadan
çalışıyorlar fakat hep yoksullar, şaşırmıyorlar, alışkınlar. Çocukları iyi
yerlere gelecek, öyle umuyorlar.
Bu gece vakti adam
merdivenleri inip çıkmaktan şişmiş ayaklarını uzatıyor, kadın oklava tutmaktan
şişmiş elleriyle elma soyuyor. Bu gece ikisi de yorgun, diğer geceler gibi hep
yorgunlar. Kira ödemiyorlar ya öyle böyle para geçiyor ya ellerine, ocakta
yemekleri kaynıyor, üstelik doğalgazları var ya mutlu hissediyorlar . Çocuklar da uyumuştur hem, adam kadına yanaşıyor. Kadın
kocasına minnettar, kutsal bir görev gibi sevişiyor kocasıyla.
Mutlu uyuyor adam, kadın
hoşnut.
İKİNCİ KAT
Işıklar tamamen kapalı.
ÜÇÜNCÜ KAT
Dört öğrenci kalıyor,sabaha kadar açık ışıklar, iki oda bir
salon ikişerli kalıyorlar, eşyalar ikinci el alınmış. Çoğunlukla salonda
oturuyorlar, diğer arkadaşları da geliyor nerdeyse her gece. Biri hariç hepsi
sigara içiyor.
En çok sigara içen ne
tavla seviyor ne okey ne de kağıt oyunlarını, daha kaygılı diğerlerinden,
anlaşılamadığından yakınıyor kaç zamandır. Odasında çok zaman geçiriyor , eğitim sistemini en çok sınav haftalarında sorguluyor. Ev arkadaşlarıyla
tartışmıyor, zorunlu olmadğı sürece konuşmuyor pek. Ev kalabalıklaşınca
geriliyor, avuç içleri terliyor, babasının okkalı tokadını unutamıyor bir
türlü, ilk reddedilişinden gururu yaralı. Bir iz bırakmak istiyor hayata fakat
hayatın bıraktığı izler baskın geliyor, yetiştirmesi gereken bir ödev var
yetiştirmek istemiyor.
Diğeri; sözü en çok
geçen, futbolda forvet oyuncu, her topluluğun aranan esprili kişisi, annesinin
göz bebeği, bir sözü iki edilmemişi. Ne de olsa biter bu okul diyor, eğlenmeden
mi bitsin diyor, carpe diem diyor. Sevgilisine pahalı çiçekler yaptırıyor,
arada sırada güzel bir kadın görünce de kendinden emin bakışlarını esirgemiyor,
laf atıyor tanınmadığı yerlerde, kirli konuşuyor kirli konuşulan yerlerde,
erkeksi hissediyor küfredince,
Üçüncü kişi haftanın
dört günü yemek yapıyor, söyleniyor kendi kendine kalınca. Uyumadan önce
hırslanıyor herkese, söylemek istediklerini tekrarlıyor içinden. Görecekler
yarın diyor, her şeyi söyleyeceğim diyor; o yarın hiç gelmiyor.Öfkenin
tortusuyla uyuyup sabahın ilk ışıklarıyla uysallığına uyanıyor.
Dördüncü kişi, sigara içmiyor. Gece olunca uyur,gündüz
olunca uyanır. Rutinlerine bir dine inanır gibi bağlı. Değişikliği,
planlamadığı hiçbir şeyi sevmiyor. Hafif tombulca, kilolarını dert ediyor
arada; çoğu zaman da geçimsiz. En olmadık zamanlarda hırçınlaşıyor, hep haklı
görüyor kendisini. Eleştirilmeye tahammülü yok. Sevdiği bir kız var kendini
bildi bileli, kıza hiç söylememiş. Sık sık düşünüyor onu, şiirler yazıyor kendince; kimse bilmiyor. Kadere
inanıyor, Allah inancı sağlam, cuma günleri camiye gider, hocadan duyduklarını
arkadaşlarına anlatmayı sever, aklı sevdiği kızdayken bile.
Ben artık durmak istiyorum.
Rastgele insanlara rastgele giysiler giydirmek istemiyorum kafamda, sevdiklerimi düşünmek istiyorum yalnızca.
Anıya dönüşmüşleri en çok, onlar bir kılıfa sokamayacağım kadar , düşünerek bir hayat veremeyeceğim kadar yoklar.
En sevdiğim çiçek kasımpatı, bir ay boyunca açacaklar durmadan, yetişmeye çalışacağım hızlarına .
2017 yılında Adıyaman Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun oldum.
rumeysa
25.01.2022 19:27:02düşünmek istediğin sevdiklerinden olmayı istiyorum ben de... geç kaldım, affet