post-thumb

BİRLİKTE AMA YALNIZ

Bitirilemeyen İlişkiler Üzerine…

 Her insan yaşam döngüsünün normatif bir şekilde devam etmesini/edeceğini umar. Romantik ilişkilerde de bu böyledir. Çevreden duyduğumuz veya ebeveynlerimizin geçirmiş olduğu mutlu aşk hikayelerinin bir benzerini yaşayacağımızı düşünürüz. Bir bakıma ebeveynlerimizin izinden gittiğimiz ve ortak bir kaderin yolcuları olduğumuz doğrudur. Ancak bu durum her zaman alışıldık bir şekilde süre gitmez. Çağımızda romantik ilişkiler ve evliliğe yüklenilen anlamlar önceki dönemlerden oldukça farklıdır. Hal böyle olunca bu döngüyü her daim yakalamak pek mümkün olmuyor.

       

 Bir ilişkiye başlarken umut dolu, yüksek beklentiler ve planlar içerisinde bulursun kendini. Bu durum onunla ilk etkileşim içinde olduğun  andan itibaren başlar. Sonsuza kadar sürecekmiş gibi hissedersin. Hayatının merkezi bir anda o olur geriye kalan her şey ondan sonra gelir. Masal gibi… ve sen de mutlu sonla bitsin istersin. Ama sonra bir şeyler olur. Bir anda o ilk heyecan, tutku, doyumu hissetmediğini fark edersin. Reddedersin başta çünkü o aşık olduğun insan ve her şeyden önce sende bir ‘alışkanlık’ haline gelmiş. Bırakması güç…

    Aşkın her şeyi fethettiği inancı yaygındır. ‘Yeter ki birbirimizi sevelim     aşamayacağımız şey yok’ cümleleri ile     başlayıp ‘Eğer gerçekten aşık olsaydınız bitmezdi’  cümlelerine maruz kalabilirsin. Oysa ilişkileri ayakta tutan birçok unsur vardır  ve aşk bunlardan yalnızca bir tanesidir. Peki ya diğerleri? Sabır, sadakat, anlayış, güven.. bunları göz ardı etmemelisin.  

              

Bitirmeden önce ilişkinin gerçekten onarılıp onarılamayacağını anlayın. İki tarafın rızasıyla; açık bir iletişim, dürüstlük, kendini yansıtma ve birlikte üstesinden gelmeye eşit derecede kararlıysa değişebilir. Bu anlamda gelişmeye açık olmak, partnerlerin kendi eylemlerini incelemesi, kendine dönmesiyle beraber, kendini sorgulamayı da getirecektir. Peki ama sen buna gerçekten istekli ve gönüllü müsün?



 

İlişkide doyum özellikle cinsellikten alınan haz zamanla azalabilir.  ‘Birlikte ama yalnızsanız’ değişen ne oldu önce bunu  sormalısın kendine. Yanıtların seni bir çıkmaza sürüklüyorsa     kaçıngan, içe kapanık, pasif bir şekilde kalmak yerine duygu durumunu partnerinle paylaşmak ruhsal gerilimini azaltacaktır.

    Olmuyor Mu?

    İlişkilerin birçok boyutu vardır. Bağlılık, bilişsel yakınlık, duygusal yakınlık,  fiziksel yakınlık… Her ilişki     kendi içinde farklı ve özeldir. Bazen bunların bir tanesi ilişkiyi sürdürmek için yetebiliyorken bazen birkaç  tanesinin varlığı eksik kalabiliyor. Sizin ilişkinizi devam ettiren ne? Ve bu ilişkideki yükün büyük           kısmı kimin omuzlarında? Bu soruların cevaplarıyla dürüstçe yüzleşmek gerekiyor. Peki ya düzelmiyorsa? İki tarafın da ilişkiyi ayakta tutmaya dair çabası yoksa? Yapılacak şey; Üzülmenin de yaşamış olduğun  diğer duygular kadar normal olduğunu kabullenip ve acını sahiplenip yaşamına devam edeceksin.

     

Her şeyden önce büyük bir alışkanlıktan vazgeçmek elbette  kolay olmayacak ancak hangi durumda özüne dönüp kendini daha iyi hissedeceksin? Her defasında bu sefer bitti deyip ama bitiremeyip ilişkiyi  çıkmaza sürüklemek yalnızca ayrılığı geciktirir sonucu değiştirmez.




 

Yazımı dün bir radyo programında dinlediğim şu cümleler  ile sonlandırmak istiyorum: ‘Zor iştir bırakmak. Avuçlarımızı kanatan her şeyi ama her şeyi sıkı sıkıya tutmak yerine bazen serbest bırakmak gerekir. Bazılarımız dayanmanın bizi güçlü kıldığını düşünür. Oysa tam tersidir. Bizi güçlü kılan bırakmaktır.’ Ne şekilde olursa olsun ayrılık tatsız bir hadise bunu kabul ediyoruz ancak en değerli şey yine sensin ve seni yıpratan, seni en çok sana yabancılaştıran, sımsıkı tutmaktan avuçlarını kanatan her ne varsa bırakmaktan korkma. Bırakmanın dayanılmaz hafifliğini yaşa ve özgürleş…

                                                                 


Okunma Sayısı:

Sevda KISRIK

Sevda KISRIK

Merhaba Ben Sevda KISRIK. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. Aynı zamanda Aile Danışmanıyım. Oyun terapisi, resim analizi, objektif çocuk testleri vb. eğitimler aldım. 2019 yılında Ankara Üniversitesi Ejer Kongresinde travmatik deneyimi olan mülteci öğrencilere ilişkin bildiri ve yine aynı yıl Marmara Üniversitesinde İnfertilite (kısırlık) tedavisinde psikolojik danışma ihtiyaçları adlı bildiriler sundum. Bir yıla aşkın süredir romantik ilişkiler ve evlilik öncesi psikolojik danışmanlık üzerine çalışmalar yürütmekteyim. Şuan özel bir danışmanlık merkezinde eğitim danışmanıyım. Yüksek lisansın ardından Aile danışmanlığı merkezini açıp gerek çift gerek bireysel danışmanlık yapmayı amaçlıyorum. Bu yolda çalışmalarımdan, araştırmalarımdan, okuduklarımdan ara ara yazılar paylaşacağım. Dilerim sizler de okumaktan keyif alırsınız :)

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.