Miraç YILDIRIM
Tüm kitapları okuyabilmek, tüm dünyayı gezebilmek ve tüm şairleri tanıyabilmek için yaşayan ama hiçbirini başaramadan ölecek birisiyim sadece. Öğrenci
Süreya’ya Dair
Bugünkü şairimiz bende ve eminim ki birçoğumuzda yeri farklı olan Cemal Süreya. En başta şu gizemi çözelim; Cemal Süreyya mı, yoksa Cemal Süreya mı? Neden çok karıştırılıyor? Gelin hep birlikte bakalım...
Aslında hem Süreyya, hem de Süreya. Başta Süreyya’yı kullanmış, sonrasında bir harfini atmıştır. Zaten şairimiz de “Elma” isimli şiirinde ismindeki y harfini attığını ilan etmiştir. Anlatılan odur ki Sezai Karakoç ile Cemal Süreya üniversitede aynı sınıfta okurlar ve aynı kıza yakarlar abayı. Kızın ismi Muazzez Akkaya. Öyle ki ikisi de birbirlerine Muazzez’e duydukları ilgiyi anlatır, hatta kıza yazdıkları şiirleri okurlar birlikte. Gel zaman git zaman iş iyice kızışır ve bir iddiaya dönüşür;
Kızı Cemal kazanırsa Sezai’nin ismi “Sezai Karkoç” olacaktır,
Sezai kazanırsa da Cemal’in ismi “Cemal Süreya” olacaktır.
Tahmin ettiğiniz gibi kızı Sezai elde eder ve Cemal’in ikinci ismi Süreya olarak kalır.
Üzerinden bir miktar zaman geçtikten sonra Muazzez bir iddia sonucu Sezai’nin onunla sevgili olduğunu öğrenir ve ilişkiyi bitirir. Sezai de bunun üzerine Mona Rosa şiirini yazar.
Başka bir hikayesi de şöyledir; Cemal Süreya hafıza konusunda iddialıdır. Telefon numaralarıyla alakalı bir iddiaya tutuşur bir arkadaşıyla. Kaybedersem de ismimden bir harf atarım der. İddiayı kaybeden Cemal Süreya, sonradan “O zaman çok güvenirdim belleğime. Telefon numaralarını falan kaydetmezdim. Belki de kaydetmediğim için kalırdı. Ona dedim ki, eğer bu böyleyse, ismimden bir harf atarım dedim. Kaybedince, ismimde harf aradım, iki tane olandan birini atmak daha uygun geldi.” der.
Peki kimdir Cemal Süreya? Beraber tanıyalım;
1931 Erzincan doğumlu olan şairimizin asıl ismi Cemalettin Seber’dir. Hüseyin Seber ve Gülbeyaz Seber çiftinin evladı olarak dünyaya gelmiş, 6 yaşındayken ailesiyle birlikte Bilecik’e taşınmıştır. İlkokul hayatına Bilecik’te başlayıp İstanbul’da devam etmiştir. Ardından lise öğrenimini Haydarpaşa Lisesi’nde görmüş ve Yükseköğretimini de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamlamıştır. Üniversiteyi bitirdikten sonra; Orta Doğu İktisat Bankası, Türk Dil Kurumu, Maliye Bakanlığı ve Kültür Bakanlığında çalışmıştır.
Aşk Hayatı
Evliliklerinde bir türlü yüzü gülmez Cemal’in.
İlk evliliğini Seniha Nemli ile yapmıştır. 53’te başlayan evlilik Süreya’nın “Üvercinka” diye isimlendirdiği kadına âşık olması ile sarsılır ve kopar.
Lakin Üvercinkayla da çok kısa sürer ilişkileri.
55’te kızı Ayçe doğar. Ardından Seniha Hanım ile tekrar bir araya gelmeye çalışırlar fakat başarısız olunur ve nihai boşanma kararı verilir.
İkinci evliliğini 67’de Zuhal Tekkanat ile yapar. 69’da oğlu Memo Emrah doğar. Hem Süreya hem de Zuhal Hanım kıskanç insanlardır. Sürekli aldatıldıklarını düşünürler. Dolayısıyla uzun sürmez evlilikleri, boşanırlar.
Üçüncü evliliğini 75’te Güngör Demiray ile yapar. Bu evlilik de sadece 1 sene sürecektir...
Bir süre sonra Zuhal Hanım ile tekrar birlikte yaşamaya çalışırlar fakat başarısız olurlar.
Hiçbir evliliğinde mutluluğu uzun soluklu olmamıştır.
Ta ki Birsen Sağnak’a kadar. Dördüncü evliliğini Birsen Hanım’la yapar. Birsen Hanım bir kitabevinin sahibidir. 4 çocuklu bir dul olan Birsen Hanım, adeta bir anne şefkatiyle yaklaşır Cemal’e. Ayrıca çocuklar sayesinde evin neşesi artar. Bu sayede ölene dek birlikte yaşarlar.
"Benim edebiyatla ilgili olarak ikinci bir doğum tarihim var: 1943. Dostoyevski'yi okudum ve ondan sonra hiç huzur kalmadı bende."
Bu sözler kendisine ait. Dostoyevski’den oldukça etkilenmiştir.
Ayrıca şiirlerinde aldığımız hüzün ve özlem kokusu, çocukluğuna dayanır. Annesini küçük yaşta kaybetmiş olan Cemal, şunları söylemiştir yıllar sonra:
"Belki beni edebiyata götüren bir sürü neden vardır. Ama bir keskin neden ararsam bunu annemde bulduğumu söyleyebilirim."
Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirlerini yayımlamış, 90 yılında hayata gözlerini yummuştur. Vefatından sonra adına bir şiir ödülü konmuş, 97’de ise Cemal Süreya arşivi yayınlanmıştır.
İkinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini Cemal Süreya’da bulmak mümkün. Kendine özgü biçimiyle, derin bilgi birikimiyle, diri, çarpıcı, yoğun imgeleriyle özgün bir tarzı var. Lakin özgün olmasına karşın onun şiirlerinde kendinizi bulmanız an meselesi.
Eserleri
Şiir
Üvercinka (1958)
Göçebe (1965)
Beni Öp Sonra Doğur Beni (1973)
Sevda Sözleri (1984, Üvercinka, Göçebe,Beni Öp Sonra Doğur Beni, Uçurumda Açan-1984- ile birlikte)
Güz Bitigi (1988)
Sıcak Nal (1988)
Sevda Sözleri (1990, 1995, tüm şiirleri)
Korkarak Vinç
Deneme- Eleştiri
Şapkam Dolu Çiçekle (1976)
Günübirlik (1982)
99 Yüz (1992)
Uzat Saçlarını Frigya (1992)
Folklor Şiire Düşman (1992)
Aydınlık Yazıları/ Paçal (1992)
Oluşum'da Cemal Süreya (1992)
Papirüs'ten Başyazılar (1992)
Toplu Yazılar I (2000, Şapkam Dolu Çiçekle ve Şiir Üzerine Yazılar)
Toplu Yazılar II (2005, Günübirlikler)
Günce (Günlük)
999 Gün/ Üstü Kalsın (1981)
Mektup
Onüç Günün Mektupları (1990)
Çocuk Kitabı
Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi (1993)
Söyleşi
Güvercin Curnatası (1997)
Derleme
Mülkiyeli Şairler (1966)
Yüz Aşk Şiiri (1967)
Şiir Çevirileri
Yürek ki Paramparça (1995)
Öteki Çeviriler
Gelinlik Kız (E. Ionescu- 1964)
Küçük Prens (A. De Exupery- 1965)
Bir Aşk Kırgınının Şarkısı (Apollionaire- 1965)
Günümüz Sağcı Fikirleri (S. De Beauvoir- 1966)
Sade'ı Yakmalı mı? (S. De Bauvoir-1966)
İhtilalin Özü (Mao Zedung-1967)
Amerika Birleşmemiş Devletleri (V. Pozner- 1967)
Aşkın Suçları (M. De Sade-1967)
Palto (Gogol-1968)
Yeşil Papa (Asturias-1967)
Gök Cephesi (N. Dinh- 1968)
Küçük Prens (A. De S. Exupery- 1975)
32 Saat Özgürlük (G. Hernadi- 1968)
Milli Kurtuluş Cephesi (D. Bravo- 1969)
Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması (Lenin- 1974)
Dine Karşı Düşünce Tarihi (A. Bayet- 1970)
Bir Aşk Kırgınının Şarkısı (Apollinaire-1970)
Büyük Ahlak Doktrinleri (F. Gregoire-1971)
Vadideki Zambak (Balzac-1985)
Nekrassov (Sartre-1971)
Gönül ki Yetişmekte (Flaubert- 1971)
Goriot Baba (Balzac- 1974)
Meyhane (E. Zola- 1974)
Çin Uyanınca (A. Peyrefitte- 1975)
Venezuella Makiliklerinde Douglas Bravo Konuşuyor ( 1976)
Mutluluk Getiren Seks (1976)
Emeğin ve Emekçinin Tarihi (P. Brizon- 1977)
Faşizmin Analizi (Macciocchi-1977)
Kırmızı Balon (Lamorisse- 1980)
Yarını Bilen Adam Nostradamus (Fontbrune- 1982)
Bir Tanem (Marceau- 1991)
Sosyoloji Tarihi (Bouthoul- 1995)
Hiç Süreya okumadıysanız, hemen onun “Aşk” şiirini açın, okuyun veya dinleyin. Hatta siz zahmet etmeyin, ben sizin için naçizane bir seslendirme yaptım. Aşağı bırakıyorum. Keyifli dinlemeler, esen kalın...
Tüm kitapları okuyabilmek, tüm dünyayı gezebilmek ve tüm şairleri tanıyabilmek için yaşayan ama hiçbirini başaramadan ölecek birisiyim sadece. Öğrenci
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.