Dergimiz online ortamda yayın vermeye başladığı 2020 yılından itibaren okurlarına ücretsiz şekilde özgün içerik sunma faaliyetlerini sürdürmektedir.
Döngü Dergi, Bu süreç içerisinde fikirlerini yazıya dökmek, insanlarla paylaşmak isteyen birçok üniversite öğrencisine ekol olmuş, kendi bünyesinde onlarca bilim anlatıcısı yetiştirmiştir.
Döngü Dergi İnternet üzerinden; Misyonumuzda da görebileceğiniz gibi her zaman güncel ve özgün içerikleri bünyesinde barındırmak için durmadan çalışan gönüllü yazarlar ve editörler ile her ay düzenli olarak en az 30 farklı özgün içerik yayınlayan online bir oluşumdur.
Misyon:
Okurlarımıza mümkün olan en güncel ve özgün içerikleri sunmak için çalışıyoruz.
Vizyon:
Okurlarımıza çevrim içi ortamda tamamen ücretsiz bir şekilde Psikoloji, Teknoloji, Bilim, Sanat, Edebiyat alanında her türlü içeriğe ulaşabilecekleri, önce Türkiye'nin sonra Dünya'nın en özgün ve ücretsiz içeriklerini sunacak okur merkezli dergi olmak.
Alya güne çok mutlu uyanmış. Bugün onun en sevdiği günlerden biriymiş. Çünkü hafta sonuymuş. Babası ve annesiyle en çok vakit geçirdiği zamanlar bu zamanlarmış. Babası bir de alışverişe gideceklerini söyleyince Alya’nın sevinci iyice artmış. Bir an önce kahvaltıyı yapıp dışarı çıkmak için sabırsızlanıyormuş. Keyifli geçen kahvaltının ardından annesi; Alya’yı hazırlamış ve alışveriş için yola koyulmuşlar.
Aslında Alya pek çok kıyafet ve oyuncağa sahipmiş ama yine de farklı oyuncaklar ilgisini çekiyormuş. Biraz gezip dolaştıktan sonra bir oyuncak dükkanının önüne gelmişler. Alya sevinçle dükkana koşmuş. Bir sürü şey beğenmiş hepsini de almak için çok heyecanlıymış. Alya beğendiği oyuncakları göstermiş annesi, sadece 2 tane alacaklarını ona göre seçmesi gerektiğini söyleyerek Alya’yı uyarmış. Ama Alya bunu kabul etmek istemiyormuş kocaman dükkan neden sadece iki tane alacaklarmış ki..?
Alya beğendiklerini sepete atmakla meşgulmüş, annesi tekrar uyarmış; “kasaya geçmeden önce bunlardan ikisini seçmen gerekiyor” Alya demiş, kızgın bir sesle. Alya bu duruma çok öfkelenmiş. Vücudundaki değişikliği hissediyormuş; kaşlarını çatmış, annesine kızgın bir bakış atmış.. Bir umut babasına bakmış, babası da annesini onaylayınca Alya başlamış ağlamaya.. Alya çok ağlamış, rastgele tekmeler savurmuş annesi susması için ikaz etmesine rağmen aldırmamış.. Annesi Alya’nın sevdiği iki güzel oyuncağı seçmiş ve sedece onları almış. Alya arabaya bindiğinde suratı asık ve kızgın bir şekilde oturuyormuş. Aslında çok sevdiği anne babasına şu an çok öfkeliymiş. Hatta kendince küsmüş onlarla..
Anne ve babası bir kaç kez konuşmayı denemişse de Alya oralı olmamış. Çünkü Alya kendince çok haklıymış, madem istediği kadar oyuncak alınmayacakmış neden o zaman o kadar heyecanlandırmışlar ki? Alya bunlara anlam veremiyormuş. Anlam veremediğinde hep başvurduğu biricik dağı aklına gelmiş ve yine ona gitmeye karar vermiş.
Alya’nın siniri eve geldiğinde de devam ediyormuş, bir hışımla odasına gitmiş sert bir şekilde kapıyı kapatmış. Sonra dağa gitmek için yola koyulmuş.
Dağa vardığında dağ sıcak gülümsemesiyle Alya’yı karşılamış.
Alya dağa;
-Sevgili dağ bugün çok sinirliyim demiş.
Dağ sakin bir sesle;
-Noldu küçük dostum Alya bana anlatabilir misin sakince demiş.
Alya yaşadıklarını dağa anlatmış anlatırken tekrar sinirlenmiş, ağlamaklı olduğunu farketmiş ve sözlerine devam etmiş. Aslında güne ne kadar sevinçliği başladığını ve bunun nasıl mahvolduğunu anlatmış. Ve eklemiş:
Alya:
-Biliyor musun çok öfkeliyim. Ve bunu yenemiyorum. Neden böyle oldu ki?
Dağ:
-Sevgili Alya öfke duyman çok normal hepimiz zaman zaman öfke hissedebiliriz. Bu değer verdiğimiz, önem verdiğimiz konuya göre değişir ama bu duyguyu hepimiz yaşıyoruz. Önemli olan bu duygunu kontrol edebilmen.
Alya:
-Öfke kontrol edilebilir mi? Diye heyecanla sormuş. Çünkü bugünü düşünmüş öfkelendiğinde annesini çok sevmesine rağmen sesini yükseltmiş, ağlamış ve anne babasına küsmüş. Aslında böyle olsun istemiyormuş.
Dağ:
-Elbette kontrol edilebilir. Öfke temel duygularımızdandır ve olması çok normaldir. Ama öfkenin süresi, öfkelendiğinde yaptığın davranışlar işte bunlar çok önemlidir. Eğer öfkelendiğinde bunu fark eder ve söylediğim şeyleri yaparsan öfke anını daha kontrollü bir şekilde yönetebilirsin.
Alya heyecanla atılmış;
-Söylediğiniz şeyleri yaparım çünkü annem ve babama küstüm onlara küsmek istemiyorum ama içimden gelen öfkeye ve haklılık hissime de karşı koyamıyorum.
Dağ:
-Öfkelendiğini farkettiğin anda nefesini doğru kullanarak kendini rahatlatabilirsin. Burnundan yavaşça nefes alıp ağzından yine yavaşça bu nefesi verebilirsin. Burada dikkat etmen gereken yer nefesi alırken göğsünün değil karnının şişiyor olmasıdır. Bu doğru nefes alma yöntemidir; ismine diyafram nefesi denir.
İkinci olarak kendini sakin hissetiğin, keyifle oyun oynadığın bebeklerini düşünebilirsin. Bunlar seni biraz olsun sakinleştirecektir.
Alya:
-Peki ama bunları yaptıktan sonra hâlâ anlayamıyorsam?
Dağ:
-O zaman bu yaptıklarının etkisiyle de mümkün olduğunca sakin kalmaya çalışarak sana yapılan davranışın nedenini sormalısın.
Alya:
-Çünkü beni artık sevmiyorlar.
Dağ:
-İşte bunlar öfkeli olduğunda sebebini soramadığın için senin kendi varsayımların olarak kalıyor. Seni sevmeseler neden alış veriş için götürsünler, bunu seni mutlu etmek için yapmamışlar mıydı?
Alya:
-Evet ama istediklerimi almadılar.
Dağ:
-İstediklerinin bazılarını almadılar. Bunu ailene sormadan sebebinin ne olduğunu bilemeyiz. O anlık bütçenin onlara yetmesi olabilir, var olan oyuncaklarının yeterli olduğu ama yine de seni mutlu etmek için bir kaç tane oyuncak almak istemiş olabilirler, seçtiğin oyuncaklar yaşına uygun olmayabilir bunlar benim şu an aklıma gelen seçenekler..
Alya:
-Evet oyuncaklarım çok fazla, hımm seçtiğim bazı oyuncakların çok benzerleri evde var, babamda bana bir şeyler almak için hafta içi geç saatlere kadar çalışıyor, o zaman yani beni seviyorlar mı?
Dağ:
-Elbette seviyorlar. Tıpkı seninde onları çok sevdiğin gibi. Bazen iletişim eksiklikleri böyle yanlış anlaşılmalara sebep olabilir, söylediğim egzersizleri yaptıktan sonra sebeplerini açık bir dille sorarsan aldığın cevaplarla gerçek sebebi öğrenebilirsin, o zaman küsmenin ya da ağlama krizine girmenin aslında gereksiz olduğunu fark edebilirsin.
Alya:
-Evet keşke sorsaydım. Ama ben bağırdım, ağladım ve küstüm. Şimdi ne yapmam lazım?
Dağ:
-Benim yanımdan ayrılıp eve döndüğünde annene öfkelendiğini aslında onları çok sevdiğini ama hayal kırıklığı yaşadığın için abartılı tepki verdiğini söyleyip, özür dileyebilirsin.
Alya:
-Özür dilemek mi?
Dağ:
-Evet yaptığımız yanlış davranışlar için özür dilememiz gerekir Alya. Bu davranışlarımızın sorumluluğunu aldığımızı ve hatamızı anlayıp doğru olana çevirdiğimizi gösterir.
Alya:
-Hıımm. O zaman ben davranışlarımın sorumluluğunu alıp anne ve babamdan özür dilemeliyim. Çünkü onları üzdüm, sebebini sormadım. Kendi düşündüğüme odaklanıp sadece kendimi haklı gördüm, onların neler düşünebileceğini ve hissedeceğini önemsemedim. Doğru di mi?
Dağ:
-Bu çok doğru Alya. Bunu farketmen ve kabul etmen çok güzel. Bazen öfken bu kadar kolay geçmeyebilir. Öyle zamanlarda resim de yapabilirsin. Öfkeni bir şekilde dışarıya aktarmakta seni rahatlatacaktır. Şimdi daha iyi hissediyor musun?
Alya:
-Evet, çok teşekkür ederim dağ. Eve gidip ailemle hemen konuşmak istiyorum. Sonra görüşürüz..
Dağ:
-Görüşürüz Alya..
Demiş. Ve Alya eve dönmüş. Annesinin ve babasının yanına gitmiş. Dağa söz verdiği gibi özür dilemiş, anne ve babası da bunu neden yaptıklarını anlatmışlar. Ve Alya’yı ne kadar çok sevdiklerini söylemişler. Alya barışmanın verdiği huzurla odasına koşmuş ve tabi yeni aldığı güzel oyuncaklarıyla beraber..
Alya bundan sonra öfke hissettiğinde önce karşısındakini dinleyecek ve doğru olan davranışı yapacakmış. Böylesi daha güzelmiş çünkü. Dağ’ın söylediklerini gözden geçirdikten sonra huzurla uykuya dalıvermiş..
Evet çocuklar Alya’nın yaptığı etkinlikleri sizlerde kendiniz için yapabilirsiniz. Sormak istediğiniz konular olursa sizde dağa danışabilirsiniz. Yorumlara yazmanız yeterli mümkün olduğunca çok soruya cevap vermek için sizleri bekliyor olacak.
Evet sevgili ebeveynler; bizler de çocuklarımızın dağı olabilir, onların problemlerini çözmek için bu şekilde yaklaşabiliriz. Sevgiyle kalın..
Psikolojik Danışman
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun oldum.
Mezun olduktan sonra çeşitli özel okullarda Okul Psikolojik Danışmanı olarak görev yaptım.
Bireysel seanslara ağırlık vermek ve eğitimlerime yoğun bir şekilde devam etmek amacıyla eğitim sektöründe hali hazırda devam eden çalışma hayatına ara verdim ve bu süreçte EMDR Terapi eğitimini tamamladım.
Lisans eğitimi süresince çeşitli eğitimlere katıldım ve eğitimlere katılım ve kendimi geliştirme sürecim aktif olarak devam etmektedir.
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.