Murat Meşe
Web developer, electronic engineer
1153 yılında Cizre’nin Tor mahallesinde doğan ve
sibernetik alanın en büyük dahisi kabul edilen, fizikçi, robot ve matriks
ustası İsmail Ebul İz Bin Rezzaz El Cizirî 1233′te Cizre’de öldü.
Cizreli büyük mucit, bilgisayarın temelini atan âlim, fen
ve teknik adamı, robotlar, saatler, su makinaları, şifreli kilitler, şifreli
kasalar, termos, otomatik çocuk oyuncakları gibi 60 makine mucidi ve dünyanın
ilk sibernetik bilginidir
Sibernetik biliminin kurucusu olarak kabul edilir. Sibernetik, bir hedefe sahip olmak
ve bu hedefe ulaşmak için harekete geçmekle ilgilidir. İnsani müdahaleye gerek
kalmadan kendisine verilen görevleri yerine getirip amacına göre hareket
edebilen sistemlerin oluşması sağlar. Sibernetik yaklaşım, sistemlere öz
denetim kazandırır.
Kendi kendine hareket eden anlamına gelen otomatik
kelimesi, insan ve diğer canlıların eylemlerini taklit ederek, makinelerin
işlevselleştirilmesi için sistemli bir çalışma ve sibernetik tabanlı
uygulamalardır. Belli algoritmalar eşliğinde hareket kazanan insan taklitli
araçlar robot olarak ifade edilir. Bir döngü içerisinde yönlendirilen robotlar,
verilen döngü adımları bitince tekrar başa gelerek ilk işlemi devam eder. Robot
sözcüğü ilk defa Çekoslovak yazar Karel Capek tarafından, her türlü zihinsel ve
fiziksel işlevleri yerine getiren olarak kullanır
El-Cezerî’nin bir robot yaparak Artuklu hükümdarına
takdim ettiği ve otomatik olarak çalışan ve kendi kendine bazı hareketler yapan
bu aletin, dünya tarihinin ilk robotu olduğu tahmin edilmektedir.
Özellikle dönemin başkenti olan Diyarbakır’da İçkale Saray’da bugün bile tahayyül edemeyeceğimiz bir teknoloji kullanılıyordu. Sarayda birçok iş El Cezeri’nin yapmış olduğu robotlar aracılığıyla yapılıyordu. Hatta hükümdara abdest alması için su döken bir otomat bile mevcuttu.
Hükümdara
ve konuklara içecek sunan kadın robotlar, hükümdarı ve konukları eğlendirmek
için saz, zil ve tef çalan robotlar, sarayın salonlarında gezen tavus kuşu
makineleri, değişik 24 şifre ile açılabilen kilitler, su saatleri, sarayın
bahçesindeki havuzda gezinen kayık ve içine su dolan kayığı, bir yandan
boşaltırken bir yandan da borusunu öttürerek yardım isteyen kayıkçı robot,
otomatik abdest alma makinesi ve buna benzer birçok otomatik aygıt, Diyarbakır’ın
ünlü surlarının içinde kullanılıyordu.
El Cizirî'nin Su Hilesi adlı robotunda, belli aralıklarla
terazi ucundaki kovalardan birinin dolmasıyla diğerinin boşalması ve böylelikle
ardışık zamanlı sıra ile her iki tarafın da eşit aralıklarla suyu almasını
sağlıyordu. Bu icat, sanayi devrimi sonrası ileri derece yağ püskürtmeli ağır
iş ve seri üretim yapabilecek fabrika makinalarının belli aralıklarla durmasını
ve bir diğer makinanın çalışmasını sağlayan düzeneklerin ana mantığını
oluşturdu.
El Cezerî, 1205-1206 yıllarında yazdığı ''Kütab-ül'-CAmü Beyne'l-ilm-ive'l-amelen-Nafi' Fi Sınatüi'l-Hiyel'' adlı kitabında 300'e yakın otomatik makine ve sistemleri ile ilgili bilgi verdikten sonra çalışma özelliklerini şemalarla gösterdi. Sadece suyun kaldırma ve basınç gücünü kullanarak tamamen yeni bir teknik ve sistem kurdu, çok yönlü otomatik hareketler elde edebildi. Tasarlamış olduğu otomatların kuş, zurna, davul sesi çıkarmasını da sağladı.
El-Cezeri, tarihte otomatik makinelerin yapımıyla uğraşan ilk mekanikçilerden biri olarak da kabul edilir. Teorik çalışmalardan çok, pratik ve el yordamıyla ampirik çalışmalar yapan Cezeri'nin kullandığı oldukça önemli bir yöntem; yapacağı cihazların önceden kağıttan maketlerini inşa edip geometri kurallarından yararlanmaktı. İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalışan benzer bir mekanizmayı, geliştirdiği saatte kullanan Cezeri, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış; otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştı. Cezeri, Jacquard'ın otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan otomatik dokuma tezgâhından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirdi.
Cezeri'nin birçok aleti yer çekimi kuvvetiyle çalışır ve
bu kuvvet; düşürülen bir ağırlık, boşalan bir kaptaki şamandıra veya batan bir
cisimle elde edilir. Cezeri, kullandığı makine parçalarını ve imal usullerini
de en ince ayrıntılarına kadar tanımlamıştır. Büyük bir kısmı bugünkü Avrupa
mühendislik terminolojisine giren makine parçaları üzerine yaptığı çalışmaların
en önemlileri; konik vanalar, kapalı kum kutularında pirinç ve bakır döküm,
tekerleklerin balansıdır. Cezeri'nin kâğıttan maketlerinin yapılması, su akıtan
savakların ayar edilmesi, çarpılmayı en aza indirmek için ahşabın tabakalar
halinde kullanılması, gerçek anlamda emme borusunun kullanılması, suyunu belli
bir zaman aralığı ile boşaltan kaplar ve daire sektörü dişliler… Bunların büyük
bir kısmının yüzyıllar sonra Avrupa'da adeta yeniden keşfedildiği, bilinen
tarihi bir gerçektir. Mesela, kapalı kum kutuları ile döküm, Avrupa'da 1500
yıllarında başlamıştır. Konik vanalardan ilk söz eden Leonardo da Vinci'dir. Su
saatinde seviye kontrol cihazına benzer ve buhar kazanlarında kullanılacak bir
aletin patenti, İngiltere'de 1784 yılında alınmıştır. Cezeri'nin makinelerinden
sadece biri bile, su çarkı ile işleyen tulumba, modern mühendisliğin
gelişmesine doğrudan doğruya katkıda bulunmuştur.
Teorik çalışmalardan çok pratik ve el yordamıyla deneysel çalışmalar yapan Cezeri'nin kullandığı bir başka yöntem de yapacağı cihazların önceden kâğıttan maketlerini inşa edip geometri kurallarından yararlanmaktı. İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalışan benzer bir mekanizmayı, geliştirdiği saatte kullanan Cezeri, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştı.
Cezeri, otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan
Jacquard'ın otomatik dokuma tezgâhından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun
seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına
karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirdi. Bazı makinelerinde hidro mekanik
etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezeri,
bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak
karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalıştı. Kendiliğinden çalışan otomatik
sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine
denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Cezeri'nin otomasyon konusundaki
en önemli katkısıdır.
Fizikçi ve mekanikçi El Cezeri'nin diğer bir eseri
de Diyarbakır Ulu Camii'nin ünlü güneş saatidir.
Yararlanılan kaynaklar:
1. Çırak, B. Yörük, A. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, MEKATRONİK BİLİMİNİN ÖNCÜSÜ İSMAİL EL - CEZERİ, Sayı:4 175-194
2. https://tr.wikipedia.org/wiki/El-Cezeri
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.