Tuğba YOLCU
-
Ya tahammüldür ya sefer anla aşkın çaresi…
düsturunu galu beladan beri bilir, yaşarız. Cennetten dünya gurbetine düşeli beri seferlere gark olduk. Havvamızı bulamadık göçtük, adam olamadık göçtük, karnımızı doyuramadık göçtük, nazlı yar olamadık göçtük, murat alamadık göçtük. Doyamadığımız yerlerden, sığamadığımız zamanlardan, yara aldığımız yarlardan, yaranamadığımız insanlardan göçtük.
Acıları yuttuk, yaraları unuttuk. Umutları bavullara koyup gurbet yollarını tuttuk.
Bizden gayrı milletlerin coğrafyası istikrarlıdır. Bizimse hep gözümüz yolda. Çareyi seferde bulanların çocuklarıyız. Demiş ya şair “Acı ata yadigarı”. Göç de bizde ata yadigarı. Bizi yakıp kavuran dertlerden göçmüşüz hep. Kışın soğuk olmuş üşüyüp göçmüşüz, yazın sıcak olup göçmüşüz. Tahammülü bilemeyenlerdeniz. Gelenek böyle olunca bireysel hayatımızda da hep gitmelerin olmuşuz. Romanlarımızı gitmelerin üzerine kurmuş, şarkıları geride kalanlara bırakmışız. Neşeli türküler kalanların, yanık uzun havalar gidenlerin olmuş. Hep gurbeti yazmış, gurbeti okumuşuz.
Gurbeti; gönül yaramıza, ekmek paramıza, hasret çeken anamıza… derman bilmişiz. Oysa göçün en acısı bırakıp gitmek değil, geride kalmaktır. Kalanın yarası her gün kanar. Gidenin ciğeri en fazla üç gün yanar. Gidenin göçü keyfi, kalanın hasreti mecburidir. Giden ister gitmeyi, kalan kalmaya mecburdur. Kalan tahammülü seçendir. Anıları göğüsleyendir. Yaralarını anılarla sarandır. Giden seferidir. Kaçar, dört nala anılardan acılardan… Gidene de eyvallah, kalana da eyvallah!
“uç bahar geldi geri
göçtük elhamdülillah”
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.