post-thumb

NOTRE DAME'IN KAMBURU

 

NOTRE DAME’IN KAMBURU

Ölmek Bir Şey Değil, Yaşamamak Korkunç..  ( VİCTOR HUGO )

 

Victor Marie Hugo.. Fransız şair ve yazar. Hatta ressam arkadaşı Eugene Delacroix’in : “O bir yazar olmasaydı belki de yüzyılın en etkili ressamlarından bir olabilirdi.” ifadesinden resim yeteneğinin de olduğunu anlıyoruz. Babasının mesleği ve dönemin şartlarından ötürü siyasetle hep içe içe olmuş ve belirgin bir şekilde sistemi eleştirmiştir. Çoğu kitabında savunduğu görüşün nidalarını görürüz. Bugün de en çok bilinen kitaplarından biri olan Notre Dame’in Kamburu’nun analizini yapacağız.

 

Notre Dame’in Kamburu (orijinal ismi Notre Dame de Paris)  

 

Victor Hugo’nun Quasimodo’nun çingene kızı güzeller güzeli Esmeralda’ya olan aşkının anlatıldığı bilinen kitabımız aslında Ortaçağ Avrupası’nın tarihini anlatır. Hugo bütün kitaplarında ve oyunlarında olduğu gibi eleştiri yaparak başlar kitaba. Dini bir piyesi konu olan ilk bölüm, dönemin burjuva sınıfının dinsel ögeleri kullanarak halka yaşattığı birtakım durumları, statüsel farkların yarattığı adaletsizliği tasvir eder. İlk bölümden son bölüme kadar betimlemeyi o kadar iyi yapar ki Victor Hugo Paris sokaklarında geziyormuş hissine kapılırsınız.

Esmeralda’nın danslarına tanıklık etmiş gibi hissedersiniz , sürekli Frollo’nun kapüşonundan görünen karanlık yüzünü hayal edersiniz ve hatta köşede gizlenen kambur Quasimodo da ara ara sizi korkutur.

 

Kitabın ilk bölümünde Deliler Bayramı ve Krallar Günü’nün aynı güne denk gelmesi karşılar bizi. Burada şair Pierre Gringore ile tanışırız. Dini bir oyunun gösterimi için verdiği çabalar ve yıpranışlarına tanık oluruz. Din demişken konu pek tabii başpapaz ve rahip olan Claude Frollo’ya gelir. Claude Frollo baş kahramanımız Quasimodo’yu büyüten, ona ismini veren manevi baba olarak tanıyacağımız insandır. Baş kahramanımız Quasimodo’yu tanımaya başlayalım ; Doğduğunda kiliseye bırakılmış, rahip tarafından büyütülmüş, kilise çanlarının sesi yüzünden sağırlaşmış ve hatta rivayet odur ki yüzüne bakılamayacak kadar çirkin, eciş bücüş bir fiziğe sahip olan bir kamburmuş Quasimodo. O gün kutlanan deliler bayramında oynanan en çirkin yüzü seçme oyununda birinci çıkar hatta. Halk onun birinciliğini sedye üzerinde Paris sokaklarını gezdirerek kutlarken biricik aşkı Esmeralda ile karşılaşır. Bu tabiri caizse en güzel ve en çirkinin karşılaşmasıdır. Esmeralda, çingeneler tarafından annesi hemşire Gudule’den bebekken kaçırılan, ailesine dair bildiği tek şey boynundaki patik olan ve yaşamı boyunca ailesini arayan, çok güzel bir yüze ve fiziğe sahip, güzel sesli, neşeli,siyah kıvır kıvır saçlarıyla, can alıcı danslarıyla bilinen ve  hareketli keçisi ile dolaşan bir genç kızdır. O kadar güzel ve iyi kalplidir ki sadece Notre Dame’in kamburu olan Quasimodo’yu değil bekâr kalması gereken rahibimiz Frollo’yu da kendine aşık eder. Esmeralda ise onu kaçırmaya çalışanların elinden kurtaran Phoebus adlı bir yüzbaşına aşıktır. Phoebus ise soylu bir kızla nişanlıdır ama Esmeralda’yı gördüğü ilk andan itibaren ondan çok etkilenir.

 

Karmaşık bir aşk hikayesi gibi görünen romanımız detaylarıyla ve Victor Hugo’nun muhteşem betimlemeleriyle bize bariz bir şekilde dönemin kötü şartlarını, ezilen ve gereksiz yere yükseltilen insanlarını, Ortaçağ Avrupasını ve tarihini kusursuz bir dille sunar. Bu sırada ;Esmeralda’nın yüzbaşına aşık olduğunu bilen rahip onları bir şekilde bir araya getirir.Amacı yüzbaşını öldürmektir ve amacına da ulaşır. Fakat o an orada masumiyetini kanıtlayamayacak vaziyette bulunan Esmeralda suçlu bulunur ve idama mahkum edilir.

 

 

İdam etmek için kiliseye getirilen Esmeralda’yı Quasimodo ip sarkıtarak kilisenin içerisine alır. Dönemin inanışına göre kiliseye sığınan insan zorla çıkarılamaz. Rahip Frollo ise çingeneleri Esmeralda’yı kaçırsınlar diye kışkırtır. Kiliseye saldıran çingeneleri savurmaya çalışan Quasimado onlarla ilgilenirken rahip Frollo Esmeralda’yı idam edileceği yere götürür. Esmeralda’ya onunla olursa onu ölümden kurtaracağını söyler ama Esmeralda kabul etmez. Rahip Esmeralda’yı cezalandırmak için seneler önce kızı çingeneler tarafından kaçırılan ve çingenelere düşman olan  hemşire Gudule’nin hücresine atar. Aslında hemşire Gudule ise Esmeralda’nın annesidir. Ama kimsenin bundan haberi yoktur. Çocuğunu kaçırdıkları için çingenelere kin besleyen Gudule Esmeralda’ya saldırır. Boğuşurken boynundaki patiği görür ve kızı olduğunu anlar. Ama idam vakti gelmiştir. Hemşire Gudule idama engel olmaya çalışır ve askerler tarafından itilip ölür. Esmeralda ise idam edilir. O anın duygusal yoğunluğunu Victor Hugo gözler önüne o kadar iyi seriyor ki ağlamak biraz kaçınılmaz son oluyor. Ama bu muhteşem kitap burada bitmiyor tabiki.

Kilisenin her yerinde Esmeralda’yı arayan Quasimodo rahip Frollo’yu bir noktaya odaklanmış bakarken görür. Frollo’nun odak noktasında darağacında duran Esmeralda vardır. Kilisenin anahtarının sadece rahipte olduğunu bilen Quasimodo rahibin Esmeralda’yı teslim ettiğini anlar ve rahibi kuleden aşağı iter. Rahip orada ölür. Ertesi gün rahibin cesedini yerde bulan görevliler onun intihar ettiğini düşünürler. Bu yüzden rahip kutsal toprağa gömülmez.Esmeralda’nın cansız bedeni bir mahzene götürülür. Quasimodo ise Notre-Dame’dan kaybolur.

Bu olaydan iki yıl sonra mahzene giden görevliler tuhaf biçimde kucaklaşmış iki iskelet bulurlar. Bu iskeletlerden birisi boynunda patik (kese) bulunan bir kadına aittir. Bu iskeleti sımsıkı kucaklayan iskelet ise bel kemiği çarpık, bir bacağı diğer bacağına göre kısa olan, eciş bücüş bir erkeğe aittir. Bu erkeğin ise asılmadığı, kendi isteğiyle gelip kadına sarılarak öldüğü apaçık ortadadır.Erkek iskeletini kadın iskeletinden ayırmak isteyen görevliler ise erkek iskeletine dokunduğu anda şok edici bir şeyle karşılaşırlar. Çünkü erkek iskeleti kadından ayrıldığı anda toza dönüşür ve yere dökülür. Ve Notre Dame’in Kamburu güzelliğini her detayıyla ve bence biraz da bu muazzam sonun ihtişamından alır. Her ne kadar aşk romanı sayılmasa da muhteşem bir aşkı tanıtır bize, tarih konularını sıkıcı bulan insanların dahi severek okuyacağı bir kitap olur.

 

Ve ünü sürer asırlarca..

 

 

 

 

 


Okunma Sayısı:

Nurdan Kıyar

Nurdan Kıyar

İnönü Üniversitesi - Okul Öncesi Öğretmenliği

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.