MUTLU ÇİFTLER NEYİ FARKLI YAPIYOR
Eşiniz ya da sevgilinizle zamanınızın çoğunu kavga ederek mi geçiriyorsunuz?Beraber geçirdiğiniz zaman dilimlerinden artık keyif alamıyor musunuz?Birbirinizi çok sevdiğinizi düşünüyorsunuz fakat sürekli tartışıyor musunuz?
Bazen karşıdaki insanı ne kadar çok seversek sevelim ilişkimizin yürümediğini düşünebiliriz.Peki eksik olan nedir?
Hepimiz içinde bulunduğumuz romantik ilişkilerle ya da yakın ilişkilerle bir bütünüzdür.Yaşamımızın temelinde ait olmak,sevildiğimizi bilmek önemli bir ihtiyaçtır.Yapılan bilimsel araştırmalar çiftlerin çok çeşitli nedenlerden dolayı birlikte olabildiklerini göstermektedir.
Bazı çiftler ortak tutumlara sahip olduklarından bazıları ise çok zıt kutuplarda olduklarından birlikte olduklarını ifade etmişlerdir.Durum böyle olunca mutlu bir çiftin tanımını da yapmak oldukça zorlaşmıştır.
Nedir bir ilişkinin sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlayan?İlişkideki bireylerin benzer dil,din,ırk ,sosyo-ekonomik-düzey,eğitim düzeyi gibi özelliklere sahip olmasının çekiciliği arttırdığı öne sürülmektedir.Fiziksel çekimin de ilişkinin ilk dönemlerinde oldukça etkili olduğu bilinmektedir.Bu özellikler ilişkilerin başlangıç aşamalarında mutluluk getirse de devamında çok etkili değildir.
Yapılan araştırmalar ilişkilerdeki bazı dinamiklerin ilişkinin devamını için çok önemli olduğunu göstermektedir.İlişkilerdeki en büyük sorunlardan biri güvendir.Kıskançlık da güven sorunundan meydana gelmektedir.Çevrenizde birbirlerinin sosyal medya hesaplarının şifrelerini alan,her an birbirlerini kontrol durumunda olan çiftlere tanık olmuşsunuzdur.Sürekli kontrol etme ihtiyacı da karşıdakine güvenmemekten kaynaklanmaktadır.
Güven karşıdakinin sözlerinin,davranışlarının beklentilerimizden farklı olmayacağına dair inancımızdır.Karşıdakine güvenmekten öte ilişkideki tarafların kendilerine güvenmeleri önemlidir.Kendine güveni olmayan kişi karşıdakinin de güvenilmez biri olduğunu düşünebilir.
Mutlu ilişkilerde tarafların birbirine karşı güvenleri tamdır.Bu nedenle gereksiz kıskançlıkları yoktur.Unutmamak gerekir ki bir insan aldatmak istiyorsa bunun önüne hiçbir şey geçemez. Siz istediğiniz kadar kontrolcü olun sizin yaptıklarınız karşıdakinin tavırlarını değiştirmeyecektir.Bu durumda kontrolcü ve kıskanç tavırlar ilişkiyi yıpratmayla kalmayıp kişilerin psikolojik sağlıklarına da zarar verecektir.
Yıpranmış bir ilişki ise yaşam doyumunun düşmesine neden olabilir.Peki ne yapacağız karşıdakine koşulsuz şartsız güvenmeli miyiz dediğinizi duyar gibiyim.Elbette sonsuz güven duymak da pek mantıklı değildir.Bu noktada ölçülü güven kavramından bahsedebiliriz.Karşıdakine duyduğumuz güven kontrollü olmalıdır.Her zaman en kötüsüne hazırlıklı olup aynı zamanda karşıdakinin iradesine de güvenmemiz gerekir.
İdeal bir eşin nasıl olması gerektiğine dair beklentiler de ilişkideki doyumu etkilemektedir.İdeal eş beklentilerin kökeni ilk bağlanma figürü olan anneden gelmektedir.
Buna ek olarak kültürel özellikler de beklentilerin oluşumunda önemli rol oynamaktadır.Kişiler anneleri-babaları gibi bir eş isteyebilirler.İlişkide bulunduğu partnerlerinden bu yönde talepleri olabilir.
Bazen farkında olarak bazen de tamamen farkındalığımızın dışında olarak hayatımıza alacağımız kişileri bu beklentilerimize göre değerlendirmeye tabi tutarız.Karşıdakinin maddi durumu,sosyal statüsü gibi bir çok değişken onu hayatımıza alıp almayacağına dair karar vermemize yardımcı olur.Bazı durumlarda karşıdaki kişi ne kadar güvenilir olursa olsun kriterlerimize uymuyorsa değerlendirmemizden geçemeyebilir.
Bu durumda ilişkilerde beklentilerin uyumunun da mutlu olup olmayacağınızı belirlediğini söyleyebiliriz..Partnerinizi iyice tanıyıp beklentilerini öğrenmek ve beklentileriniz konusunda açık olmak da ilişkiden aldığınız doyumu arttırabilir.Diğer bir önemli konu ise kendini açmadır.
Ne sıklıkla kendinizden bahsediyorunuz?Onunla her konuda konuşabiliyor musunuz?Çok üzüldüğünüz ya da sevindiğiniz durumlarda onunla paylaşma ihtiyacı hissediyor musunuz?
Psikoloji literatüründe kendini açma olarak geçen bu durum ilişkiden elde edilen doyumla ve bağlılık duymayla ilişkilidir.Bireyler kendilerini ilişkiye ne kadar ait hissediyorsa o kadar çok kendini açma davranışı gerçekleştireceklerdir.
İlişkinin en başlarında kendini açma oldukça fazla gerçekleşir.Taraflar birbirlerini tanımak için sürekli konuşma ihtiyacı hissederler.Ne tür müziklerden hoşlandığı ,hobileri ,yapmaktan keyif aldığı aktiviteler hepsi birer merak konusudur.İlişkinin oturmaya başladığı evrede bu konular yerini daha çok kişisel konulara bırakır.Bireyler kimseye anlatmadıkları gizli bölgelerindeki sırlarını paylaşma eğilimi gösterirler.Bu aşamadan sonra konuşmalar gittikçe azalmaya başlar.İlişkide sorunlar tam da bu aşamada meydana gelir.
Ortak ilgi alanlarının eksikliği bir süre sonra çiftlerde krizlere sebep olur.En baştaki heyecandan eser kalmamıştır.Kendini açma da aynı oranda azalmıştır.Her ilişki zaman zaman bu tür krizlerle karşılaşır.Mutlu çiftlerde bu daha azdır.
Ortak alanların fazla olması ilişkideki bu tür krizleri önlemek için çok faydalıdır.Beraber kaliteli vakit geçirebilmek(ortak hobi ya da ilgi alanları),ilişki haricinde farklı konulardan konuşabilmek,ortak sosyal ortamlara sahip olmak mutlu çiftlerin özelliklerindendir.Bu krizlerin önemli sebeplerinden bir tanesi de tarafların dinleme becerisinin olup olmadığıdır. Sevgiliniz size önemli bir konudan bahsederken onu gerçekten dinliyor musunuz?Yoksa o bir şeyler anlatırken kafanızdan ona nasıl cevap vereceğinizi mi planlıyorsunuz?Bu soruların cevapları oldukça önemlidir.Etkin dinlemek karşıdakinin dediğine odaklanmak verdiği mesajı doğru bir şekilde alabilmek için çaba göstermek demektir.
Tarafların etkin dinleme becerisini kullanıyor olabilmeleri ilişkiden alınan doyumu arttırmada önemli bir etkendir.
İlişkide yakınlığın sağlanması da oldukça önemlidir.Karşıdakiyle yakınlık kurabilmiş kişi kendini değerli hissedecek,ilişkiden doyum alabilecektir.Aranızda doyurucu bir yakınlığın kurulmuş olup olmadığını aşağıdaki belirtilere bakarak anlayabilirsiniz:
- -Uzun süre birlikte zaman geçirme ihtiyacı hissediyorsanız
- -Kendinizi açma konusunda istekliyseniz,yaşamınızdaki değişikliklerden ilk ona bahsetmek istiyorsanız
- -Fiziksel olarak çekim hissediyor ve ona dokunmaktan ,size dokunmasından hoşlanıyorsanız
- -Onunla sohbet etmeyi seviyorsanız,beraber gülebiliyorsanız
- -Beraber vakit geçirirken çocuklaşabiliyor en doğal halinizle karşısına çıkabiliyorsanız
- -Sağlıklı,mutlu bir cinsel yaşamınız varsa
- -Sadece duygusal anlamda değil düşünsel anlamda da paylaşımda bulunabiliyorsanız(bilim,sanat,felsefe ya da başka konu alanlarından bahsetmek gibi)
- -İlişkinize dair güven hissediyorsanız
- -Tartışmalarınızda birbirinize olan saygınızı kaybetmiyor genelde uzlaşmacı bir şekilde çözüme kavuşuyorsanız
- -İlişkinizde tutku,arkadaşlık ve bağlılık eşit oranda mevcutsa
- -Birbirinizden ayrı başkalarıyla da zaman geçirme fırsatı elde edebiliyorsanız ilişkinizin doyurucu bir yakınlığa sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Bu yazımızda size mutlu çiftlerin birkaç özelliğinden bahsettik.Siz de bu kriterleri göz önünde bulundurarak ilişkilerinizi doyumunu arttırabilirsiniz.Yazımı usta yazar Sabahattin Ali’nin bir sözüyle sonlandırmak istiyorum. “Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir” ..Yaşamınızda gerçek sevgiyi bulabilmeniz dileklerimle..
KAYNAKLAR :Çift ve Aile Terapisi,Uzm.Psk.Tarık Solmuş
Bilişsel Davranışçı Çift ve Aile Terapileri,Frank.M.DATTILO
YORUM YAP
Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.