post-thumb

YALNIZ VE YORGUN

Çağlar yalnız ve de yorgun...
Bir köleye çevriliyorken fikirlerimiz
Her zamankinden daha fazla yanlışız.
Kanla mürekkep dostane bir çağrının duruşmasında
Hangi yılı neresinden sorgulasak en suçlusu kalbimiz çıkıyor
Ne de dargınmış duygularımız
Köpürüp boşalan ve bizim olmamış olan yazgıya karşı

Biliyoruz bilmek ayıp sayılsa da yeryüzünün sözsüzlerince
Sözler veriyoruz tanımadığımız çocuklara
Dünyayı sırtlandikca,
Sonunda kendimizle yitiyoruz.
Bir türkü tutturur gibi söyleniyoruz meydanlarda;
Hep daha iyisi için!
Daha onurlusu için!
Ve sonra artıyor acılar
Duyuramadığımız vicdan muhasebesinde
Boğulup gidiyoruz.
Konuşma vakti bizde demiştik hep
Ama..
Konuşmalarımız hep daha kötüsü için bir başkaldırıydı
Aniden ahmak kesiliyorduk ne vakit ağlasak
Ayaklarımızın altında eskiyordu gözyaşlarımız
Biz ahmaklığımızı yağmurlara borçluyduk
Acımızı da gözlerimize...
Gözlerimiz kayaları delmiş bir çağlayan gibiydi
Yüreğimizin aşınması bundandır hep

Nedir bu yalnızlıklara bölünen mücadele?
Biz nerede uykuya daldık da
En kötü insanlar hep başucumuzda bekliyor.
Pes etmişlikler biriktiriyor şeytan
Daha fazla basmak için uykumuzun tedirginliğini
Ne vakit bitecekti bu yıkılış!
Çok şey istedik.
İnsan kalmayı diledik!
Yalınayak rüyalarda çöl olduk.
Biz bu çağın insanıydık işte!
Şiir yazarak kurtarırdık ölümden kadınları.
Hayvanları masallarda severdik.
Çocukları hayallerimizde sarıp sarmalardık.
Yazdığımız isyan şiirleri birer marş olmasa da tribünlerde
Söylerdik kar etmeyecek sözleri her gece bir yerlerde
Biz tam da bu çağın insanıydık!
Ve tüm çağın en kirli boğuşmaları yakamızda
Nereden geldiğini asla bulamayacağımız bir gururla
Karanfil bırakmaya çalışıyorduk insanlığın yitik anıtına
Sanki kendimiz de yitmemişiz gibi...


Okunma Sayısı:

Sizden Gelenler

Sizden Gelenler

Sizden gelen yazıları yayınlıyoruz

YORUMLAR

YORUM YAP

Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır. Yorumunuza yanıt verildiğinde mail ile bilgilendirileceksiniz.